Akçakoca Destanı Şiiri - Muammer Baydere

Muammer Baydere
353

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Akçakoca Destanı

Adaşımdan bir davet alıp da yola çıktım
Yolda yalnızdım ama ne sıkıldım ne bıktım
Çünkü biliyordum ki ne yürekler bekliyor
Benim gibi saati saatlere ekliyor

Dosta ramak kalmıştı otobüs verdi mola
İki çay sonrasında yine koyulduk yola
Kısa bir süre sonra Akçakoca göründü
Bana manevi servet dosta hoca göründü

Hoca moca dediğim hani sözde benim de
Muammer Akman yatar felsefemde genimde
Baydere’ye düşse de şairliğin payesi
Makman dosta hitaptır insanlığın gayesi

Akçakoca ve hoca kafiye gereğidir
Bilen bilir kafiye şiirin direğidir
Şiir yazmak yazdırmak elbette meziyettir
Her lafı kurcalamak şaire eziyettir

Neyse “Akçakoca’ya geldik” dediler indim
Otobüsten indim de özel araca bindim
Özel araç tamam da güzel olan Makman’dı
Bir de kardeşim vardı onun adı Erkan’dı

Erkan deyip geçemem nerdeyse sırf yürekti
Temelinden şüphem yok dosta orta direkti
Önce Akçakoca’yı güzelce bir dolaştık
Adaşım ısrar etti sonra eve ulaştık

Tabii herkes göremez böyle güzel ısrarı
Bu ısrar ki tamamen dostluğun bir esrarı
Esrar mesrar veremez kimseye bu keyifi
Sizce dünya adamı bence gönül herifi

Evde gizem kardeşim ve de Hayriye yenge
Nerde nasıl kurulur böyle güzel bir denge
Hoş geldin sefa geldin faslı çok kısa sürdü
Ne mutlu ki onlar da beni gönülden gördü

Muammer Akman dostum dedi işte adaşım
Adaş olmak tesadüf aslında bir gardaşım
Evde öyle bir ikram öyle büyük emekler
Hayriye yengemizin yüreğiydi yemekler

Mert Akman kardeşimin duymuştum da ismini
İlk kez burada gördüm duvarda bir resmini
Yavru vatan Kıbrıs’ta tahsilini yapıyor
Haliyle Mert kardeşe ailesi tapıyor
Bu manevi ortamda dostlar hep bir vücuttu
Kuş sütü değilse de aslan sütü mevcuttu
Adaşım yudumlarken soğuk soğuk birayı
Üç oyun bir mars edip ödettirdi kirayı

Marstan yola çıkarak aklım takıldı Kars’a
Aklıma çok şaşarım aşka niyeti varsa…!
Bu nükteyi anlarsa ancak dostlarım anlar
Sular seller misali geçip gitti zamanlar

Remzi hoca Cemile Şahika ve Ayşe’yi
Hiç anmaz olur muyuz İbrahim ağabeyi
Mevzu elbet dostluktu şiirdi ve şairdi
Mevzumuza renk katan biri de vesairdi

Vesairin adını adaşım iyi bilir
Kendisi ön yargılı fakat sesi hoş gelir
Benden şiir dinledi gece farkı fark etti
Belki çakır keyifti çünkü gündüz çark etti

Ertesi gün öğlende yazıhaneye gittik
Personelle tanıştık biraz da sohbet ettik
Yasemin de Nursen de belli ki bilgiliydi
Şiirlerden daha çok işlerle ilgiliydi

Gönül koydum sanıp da üzülmeyin sakın ha
Bir dahaki sefere bana iyi bakın ha
İyi bakın dediysem el bebek gül bebek mi
Ciddiyetin kuralı bir kere gülmemek mi

Aman kızlar hoş görün kızmayın bu şakama
Sakın ciddiye alıp sarılmayın yakama
Kısmet olur inşallah bir gün yine gelirim
Elbette sizleri de gönül dostu bilirim

Akşam üstü adaş’la merkezde bir tur attık
Karadeniz’e karşı bir kaç kadeh parlattık
Kadehler boşalınca evin yolunu tuttuk
Dün akşam ki tavlanın rövanşını unuttuk

Ev dediğim aslında gönüllere saraydı
Hüküm süren dostluktu ne makam ne paraydı
Yine balkon faslında baş tacımız şiirdi
Kalem izah edemez bu bambaşka sihirdi

Şimdi şunu bir dinle adaş dediğim anda
Ankara’dan arayan dost vardı telefonda
Üstelik de şiire ilham veren hanımmış
Şiir ve dost canlısı yani Eren hanım’mış

Her halde anladınız şiirin şairini
Valla adaş döktürmüş dostluğa dairini
Eren hanım sevinmiş nasıl mutlu olmuştu
Büyük sahra çölünde sanki bir su bulmuştu

“Yarın akşam ordayım inşallah dostlar” dedi
İmkânlar el vermemiş yazık ki gelemedi
Fakat bizi yürekten Düzce’ye davet etti
İşte zaten bu yürek evet dememe yetti

Aslında o memleket mazide bir hasımdı
Düzceliler sevincim ancak Düzce yasımdı
Söz konusu muhabbet ne kahır ne minnetti
Dostlarım bir melekti Çınaraltı cennetti

Buradaki dost kardeş katip şoför Orhan’dı
Mesleğinde mahirdi çok da güzel insandı
Manevi güzellikler doluydu da dört yanım
Sizi de unutmadım selam Ulviye hanım

Çok şükür kaçırmayız topuzunu kantarın
Tadına doyamadık o kaşarlı mantarın
Valla bana kalırsa el verdikçe imkânı
Herkes görmeli derim bu harika mekânı

Şiirlere fon gibi bülbül sesi dinledik
Ruhlar huzur içinde kâh güldük kâh inledik
Ahmet Bey dostumuzu anmadan geçmek olmaz
İstanbul’a dönüş var çok fazla içmek olmaz

Onlar dedi “yorduk mu” ben dedim sıkar mıyım
Sizin gibi dostlarla yorulup bıkar mıyım
Fakat dünya gerçeği her şeyin bir sonu var
Şiir uzun olsa da daha pek çok konu var

Dostların yürekleri ruhumu kucakladı
Üstelik de Düzce’nin sicilini akladı
Kulakları çınlasın dost yürekli her kulun
Akşam dokuzda tuttum yolunu İstanbul’un

Tekrar görüşmek için günü güne eklerim
Yolunuz düşmese de ben de sizi beklerim
Velhasıl dostluğunuz gurur verdi haz verdi
Akçakoca destanı burada sona erdi.

Muammer Baydere
Kayıt Tarihi : 12.5.2014 05:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Muammer Baydere