ipek kozasına sinmiş uykularından haydi uyan gençliğim
rüzgar üflesin nefesine kaçan yakamozlara
uçuklasın dudağı gecenin koynunda sayıklayan kabusların
savursun eteklerini hazar'ın özgürlüğe sıkışmış çıkmazlarına kuzey
lahana çorbası pişerken nenemin kara ateşliğinde
tüterken dumanı pilaki ekmeğinin
açılmamış gözlerine karıncalar dolan şafak türkülerime
Sen uykusuzluk nedir bilir misin
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?
Devamını Oku
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?



