I.
Akbabalar çağında taflanlarını isliyor dünya.
Yeni bir ülkeye hazırlanırken kuşlar
Kavmim cılız bir kibritin ucunda duruyor.
Boynumda dokundukça çatırdayan yapraklardan örülü bir kolye
Yüzlerini iyi bildiğim birilerini hatırlatıyor bana
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
sahi seni
kalan mevsimleri yüreğine doldururken bahar
bin yıllar biriktirirken gün doğumları
çocukluğun yıldızlı gökyüzünden çok uzakta
dağlarda mı bıraktı rüzgar
gurbette bırakır gibi
o utangaç
o güzel gülüşünü toprağa mı
kaşı kara
gözü kara çocukluğunu
kayan yıldızları ve ardından koşamadığın rüzgarları
Şiirinize şapka çıkartıyorum!..
Ellerinize, yüreğinize, emeğinize ve kaleminize sağlık!
Selam ve dua ile...
Sevgili Cenk kardeşim, olaganüstü, dokunaklı bir şiir bu mecraya bıraktığınız. Paradokslarla dolu bir gerçekligini; dünyamızın kaotik hallerini ve ruhumuzun git gellerinin keşmekeşligini daha iyi tasvir etmek mümkün olmasa gerek...
Kısacası zihnimi ve duygularımı hapsetti dizeleriniz...
Enerjinizin güzelliği hiç tükenmesin. Yürekten kutluyorum...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta