Aile ve ahlak.. Şiiri - Yusuf Aygun

Yusuf Aygun
27

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Aile ve ahlak..

BEŞ KUTSAL VE İNSANIN ÖZGÜRLÜĞÜ

İslam’ın hükümleri kulun Allah’a karşı sorumluluğu olarak Ubudiyet ve Uluhiyet ilişkisi kapsamında değerlendirilse de temelde Allah’ın insanın kulluğuna ihtiyacı yoktur.Allah bundan beri ve müstağnidir.Kul Allah’a olan bağlılığı ve saygısı (takvası) dolayısı ile emirleri yerine getirir ve haramlardan kaçınır olsa da temelde Allah’ın kendisine –yine insanın kendi rızası ile- yüklediği Hilafet görevini icra ve de dünya ve ahret mutluluğunu temin için bu emir ve yasaklara riayet eder.Bu emir ve yasaklara kul uyma veya uymama noktasında Allah tarafından özgür bırakılmışsa da insanın mutluluğu için bunlara riayet etmesi kendi menfaatinedir.Dolayısı ile kulluk Allah için değil kulun kendisi içindir.Bütün kainat Allah’a isyan etse bu onun yüceliğine ve kudretine zarar getirmeyeceği gibi bütün kainat ona kesintisiz secde etse –ki etmektedir- bu onun İlahlığına bir katkı sağlamaz.
Allah insanlığın dünya ve ahret mutluluğu ve düzeni için insanın var oluşundan bu yana bir takım emir ve yasaklarını peygamberi vasıtasıyla vaaz etmiş ve peygamberler insanları bu emir ve yasaklara uymaya çağırmıştır.Bu emir ve yasaklar temelde şu beş emniyeti sağlama ve dolayısı ile insanı koruma temeline dayanır bu emniyetler,akıl emniyeti, can emniyeti, mal emniyeti,nesil emniyeti ve din emniyetidir.Vahiy eksenli düşünce bu emniyeti sağlamayı hedeflerken heva ve beşer men şeyli her tür fikir,felsefe ve ideoloji bu kutsallardan bir kısmını veya bütününü tahrip etme esasına dayanır.Bu gün Püremeteus(özgürlük tanrısı) mitolojisine dayalı beşer ideolojisi ve çağdaş düzenlerin insanı tanrının iradesinden özgürlüğü temsil eden ateşi çalmak suretiyle özgürleştirme iddiası ile ortaya çıkmış. İyi ile kötüyü,doğru ile yanlışı, emir ile yasağı,helal ile haramı soyut aklın ve hevanın belirleyiciliğine vermek sureti ile güya mutlak özgürlük alanı oluşturmakla övünmektedir.Bu felsefe sahipleri mutlak özgürlük iddiası ile Allah’a bayrak açmış fakat bu insanı özgürleştirme yerine onu kainattaki varlık adedince İlaha kul ve mahkum etmiştir.Esasen insan için yaratılan ve onun faydasına sunulan kainat bu felsefe ile beraber insana hem ilah hem de düşman olmuştur.Artık insan kainatı emrindeki istifade edilecek bir emanet değil bir rakip, yarışılacak ve intikam alınacak bir düşman olarak görmekte ve bu fikir onu kainatı tahrip etmeye bundan daha ötesi kendi kendine zarar vermeye itmektedir.İnsanı hayvanlardan bir hayvan ve sıradan canlılardan bir varlık gören kainatı da bir çelişki ve mücadele alanı olarak telakki eden dahası güçlülerin hayatta kalabilmesini inançları olan evrimin ana ilkesi sayan bu ideolojilerin hakimiyeti ile dünyanın geldiği son durum insanlık adına ortadadır.Kendi hem cinslerini dahi en vahşi hayvandan daha akılsızca ve acımasızca yok eden ve kainatı tahrip eden bu zihniyet kendi sonunu da hazırlamaktadır.Oysa Allah’a kulluk ve onu birleme anlamına gelen Tevhit düşüncesi insanı bu çelişki ve vahşilikten dahası kullara ve eşyaya boyun eğmekten kurtarıp mutlak özgürlüğe taşıyan yegane çıkış yoludur. Özgülük adına insanlığın değerlerini tarumar eden ve insanı-Allah’a kulluktan- özgürleştireceğim diye onu eşyaya ve heva’ya kul eden bu sapma insan neslinin canını,malını, neslini,aklını ve dinini heba edip ayak altına almak suretiyle onu bedbaht ve zelil bir varlık haline getirmiştir.Bu maksatla beşeri ideolojiler ve felsefeler Allah’ın haram kıldıklarını helal emrettiklerini ise yasakladılar bazen eğitimle bazen iletişim araçları ile,moda ile,sanat ile bazen da zorba yöntemlerle bunu insanlara dayatma yolu ile bu yaşam ve felsefeyi toplumun inancı haline getirdiler sonuçta bahsettiğimiz kutsal değerler ve insanın İslam’la emniyete alınan değerleri çiğnenmiş oldu. Aslında şeytanla başlayan bu insana ve onun kutsallarına karşı olan tecavüz şeytanın insanlardan ve cinlerden olan işbirlikçileri tarafından aralıksız bir biçimde devam ettirilmektedir.her tür alkolü ve uyuşturucuyu çeşitlendiren ve yaygınlaştıran ve serbest kılan dahası her tür teşviki yapan bu yolla aklı karartan,çıplaklığı ahlaksızlığı ve cinselliği her tür imkanı sağlayarak teşvik eden ve özendiren ve de kendi eliyle sektör haline getirip vergilendiren, aileyi ve nesli dejenere eden,kumarın yüzlerce çeşidini hayatın adeta parçası haline getiren,emeğin ve malın dokunulmazlığını ortadan kaldıran, faizi ve haksız kazancı ekonominin temeli yaparak güçsüzleri iyice fakirleştirip toplumda tekeli ve gelir adaletsizliğini pompalayan her türlü fal ve büyücülüğü meşrulaştıran, inkarı eğitiminin ve bilim anlayışının ön şartı yapan seküler dünya anlayışıyla dini dışlayan ve dindar insanlara her türlü baskıyı reva gören inanca saldırıyı temel felsefe haline getiren eğitiminden sanatına müziğinden modasına sosyal hayatından eğlencesine yani dünya ve ahret anlayışına şerri temel yapan bun felsefe ilk insandan son insana kadar bu şerrini icraya devam edecektir.Bu insan neslinin şeytanın adımlarını takip ederek kendi öz bahtını kendi eliyle mahvetmesidir,kendi şerefini ve haysiyetini yine kendi ayağıyla çiğnemesidir.
Son alarak şunu diyebiliriz ki özgürlük gibi süslü bir sözle ortaya çıkan şeytan ve dostları insanın aklını, neslini, dinini,malını ve canını İslam’ın koruması ve sigortasından çıkarıp nefse ve heva’ya kurban etmişlerdir.


AİLE VE AHLAK
İslam’ın temel amaçlarından biride (makasd’u şeriat) nesil emniyetini sağlamaktır.İslam bu emniyeti sağlamak için nikahı emreder.Zina ve zinaya giden yolları ise yasaklar bu manada bir takım kurallar ve kurumlar ihdas eder.Bu kurumların en başından şüphesiz aile kurumu gelir.Aile bireylerin oluşturduğu en küçük sosyal gruptur ve toplumun en temel elementi olan aile kurumunun durumu bir vücut mesabesindeki toplumun temellerinin ve değerlerinin niteliğini belirler eğer bu en temel cüz sağlam ise bu cüzlerin oluşturduğu bütün olan toplumda sağlam ve emniyetli olur bu konuda ne kadar zafiyet oluşursa toplumda da o düzeyde risk oluşur bunu çok iyi tespit eden şeytan ve onun dostları olan şer güçler toplumu ifsat etmek ve emperyalist emellerini gerçekleştirmek için ifsada aileden ve onu ayakta tutan temel unsurlardan başlamaktadırlar.Bu anlamda zinayı ve zinaya giden yolları meşrulaştırmak,bayağı ilişkileri özendirmek anlamında her türlü yazılı ve görsel unsurları ve yayınları desteklemekte ve finanse etmektedirler yine eğitim kurumlarını yozlaştırmak ve bu yolla bireyi soysuzlaştırmak bu şer odaklarının temel gayesidir.Bu yolla toplumlar duyarsızlaştırılmakta,direnç oluşturmalarını sağlayan değerleri yıpratılmakta ve yok edilmekte neticede toplum yumuşak lokma haline getirilmektedir.Bu anlamda medya ve sinema,sanat sektörü Siyonist sermaye tarafından süspanse edilmekte ve her türlü ahlaksızlık çeşitli yollarla toplumun bütün katmanlarına ulaştırılmaktadır.
İslam’ın öngördüğü aile anne,baba,çocuklar, her iki dede ve nine sihriyyetten doğan büyükler ve akrabalar ve akrabalıktan kaynaklanan büyük ve sağlam yapıdır.Bun yapının bir birine karşı görev ve ödevleri vardır.bu görev ve ödevler hem hukukla tanımlanmış(Miras,vasiyet, zekat,sadaka v.s) hem de ahlaki ve iman’i güvence kaydına bağlanmıştır.Mümin bir zat bu unsurları kendisi gibi inanmasalar dahi ihmal edemez ve onlarla bağını kesemez. Bkz. Lokman 15, bu bütün peygamberlerin ümmetlerinden aldığı ve sağlam tutulmasını emrettiği bir bağdır. Bkz. Bakara 83, ve daha önceki ümmetlerin koparmalarından dolayı helak ve lanetlenme sebebidir.Müslüman tebliğe dahi en yakınından başlamak zorundadır.
ha
Çağdaş dünyada insanlar ekonomik varlıklar olarak algılanıyor bireysellik ve yalnızlık –aile anlayışının zayıflaması ile birlikte-asrın felaketi,bencillik ve egoizm ön planda,bireysel menfaat ve hayvani yaşama dürtüsü hayat felsefesi haline – kaldı ki hayvanlarda dahi insanı hayrete düşüren bir aidiyet duygusu söz konusudur.Maalesef bu hayatlar İslam dünyasında da özendiriliyor gerek emperyalist güçler ve gerekse de yerli işbirlikçileri vasıtasıyla uygulanan eğitim politikalarıyla, medya ve bilişim araçlarıyla bu felsefe İslam dünyasında ilerlemenin ve medeniyetin sembolü olarak lanse ediliyor. İslami kıyafet ve yaşam tarzı yasaklanırken her türlü ahlaksızlık ve dejenere hayat terakki sebebi sayılıyor son olarak Türkiye de zinanın serbest kılınması ve yıllardır süren baş örtüsü yasağı bunun en bariz örneğidir.baş örtülü bayanlar ve eşleri her türlü kurumdan dışlanmaya ve bu hayat tarzı gericilik unsuru görülmeye ve gösterilmeye çalışılırken azınlığın yaşadığı bayağı hayatlar özendiriliyor,topluma örnek olarak gösterilen kadın ve erkek gündelik hayat yaşıyor bu gün bununla yarın bir başkasıyla evlilik ve nikah bağlayıcı olmaktan çıkmış zevk ve çıkar varsa birliktelik var yani birliktelik şehvet ve menfaate dayalı devlet eliyle de körüklenen ve dayatılan bu hayat tarzına inanan insanların direnç göstermeleri güçlü bir aile bağı ve dayanışması, iyi ve nitelikli bir eğitim,kadın ve erkek yetişmiş bir toplum,inanan insanların bunu sağlayabilmeleri için ise sivil ve kendilerine ait alternatif eğitim kurumları oluşturmaları ve bu yozlaşmaya karşı sivil itaatsizlik göstermeleri şarttır. Bu toplum olarak devam edebilmenin ve emperyalizmin kıskacından kurtulabilmenin de yegane şartıdır.

YUSUF AYGÜN/İLAHİYATÇI

Yusuf Aygun
Kayıt Tarihi : 26.3.2008 19:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Önder Gül
    Önder Gül

    Ahlakın yozlaştırılması için şeytan ve dostlarının yaklaşımları iyi tahlil edilmiş. Kaleminize sağlık..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Yusuf Aygun