Aile,İlişkiler,İş
Bizler hayatımızdaki üç dengeden biri bozulunca sarsılırız.Aile,ilişkiler ve iş.Bunlar için hayatımız boyunca 7/24 mesaideyiz.Herbirine korkularımızla,geçmişteki o kabuk bağlayan yaralarımızla başlarız.Her defasında daha az ödün verir,daha korkak yaklaşır,karşımızdakini acımasızca yargılarız.
Herkesin hayatında kararlarını etkileyen öyle ya da böyle pusulası olan bir 'kıymetlisi' vardır.En kötü günlerde sizi koruyan ateşli bir şövalye gibi atının arkasına atıp dört nala uzaklaştıran.Kimi zaman da o acıların tam ortasına atan.Çünkü cesurca yüzleşmezseniz içinizdeki o yaranın asla kabuk bağlamayacağını bilen... Kıymetliniz annenizdir,kardeşinizdir,sevgilinizdir,dostunuzdur,eşinizdir belki de alıp başınızı gideceğiniz dumanlı bir dağ eteği yani 'kendinizdir'.
Benim kıymetlim yaşlıca bir akrabamdı.Ve bu dengelerden birinin altüst olduğu bir dönemde demişti ki:
'Önce içindeki çocucuğun yaralarını sar.'
Okadar yabani ve katı bir dünyada yaşıyoruz ki.İlk başta özümseyememiştim ne demek istediğini.Günümüzün mekanik,saat gibi kurulmuş yaşamları için açıkcası bana pek bir şey ifade etmemiş hatta masalsı gelmişti..Zamanı katık yapınca şimdi şimdi anlıyorum,şimdi yaşadıkça öğreniyorum. İçimizdeki çocuk, yaşamımıza yön veren güçlü bir varlıktır. Bu çocuk içimizdeki ana - baba, duygu, düşünüş ve davranışlarımızı sürekli yönlendirir.Çoğu kez onun varlığını unutuyoruz yada küstürüyoruz.. Biliyorum ki bu yolda dış dünyanın içinizdeki devinimlere göre şekil almasını arzulayacaksınız. İyi bir iş,eş,sevgili,dost,aile vb.
Ama atladığımız nokta şu ki; kaç yaşınızda olursanız olun karşınızdakinin size adım attığından hep bir fazla adım atın.Onun da içinde bir çocuk olduğunu unutmayın.Nekadar ulaşılması zor olsa da..Bazı şeyleri değiştirmek istiyorsanız önce bir durup kendinizi dinleyin.Kendinizden başlayın. Sevmediğiniz,hoşlanmadığınız ama asla değiştiremeyeceğiniz şeylere savaş açmayı bırakıp kabullenin.İç huzurunuz için affedin.Ve de kimi zaman kökeni çok derinlerde bir yerde içimizde olan yaraları olgunlukla kabul edin,sarın ve bu üç olguya zarar vermesini engelleyin.
Nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. Sabır eşiği aşılanın sadece kendiniz olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bir daha düşünün.
Ayşin ErdemKayıt Tarihi : 3.4.2007 22:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

kaleminiz daimi olsun
asla değiştiremeyeceğiniz şeylere
savaş açmayı bırakıp kabullenin.
İç huzurunuz için affedin.Ve de kimi zaman
kökeni çok derinlerde bir yerde içimizde olan yaraları
olgunlukla kabul edin,sarın ve bu üç olguya
zarar vermesini engelleyin.
Nasıl bakarsanız öyle görürsünüz.'
Sizi okumam gerekiyormuş,tesadüf rastladım
nasıl yapmalı affedilemeyecek ne varsa hepsi başımda
şerefimle yaşamak ya da ölmek istiyorum.
Ağlamasın ne olur içinizdeki bebekler
Bebekler gelir dünya'ya,
Sevimli, masum, korumasız.
Küçük insanlar,
Küçük kadınlar, küçük adamlar,
Ağlarlar...
Daha bilmeden hayatın acı gerçeklerini,
Nefes alabilmek içindir gözlerinden akan ilk yaş.
Siz doyurursunuz açlığını,
Bedenine, ruhuna siz öğretirsiniz doymayı,
Siz öğretirsiniz mutlu olmayı,
Elinden tutarsınız, güvenmeyi öğrenir,
Adım attığında güzelliklere koşsun istersiniz.
Gerektiğinde canınızı uğruna feda edersiniz.
O sizin fidanınızdır,
Suyu sevgidir, güneşi dostluk.
Tüm dünyayı sarar küçücük yürekleri,
Ağlatmayın ne olur,
İçinizdeki hiç büyümeyen bebekleri...
Selma Güneş
Tabiki yazının tamamı güzel akılcı söylemek isteyipte söyleyemediklerimizi veya uygulamak isteyipte uygulayamadıklarımızla yüz yüze getiriyor ve bende insanlardaki hoşgörüye bağlıyorum bütün bunları. Hoş görümüzün, yüreğimizdeki her türlü sevginin karşılıksız olmasına bağlıyorum.
Yazınızı tesadüffen okudum, çok memnun oldum.
Gönlünüze, kaleminize sağlık.Tebrikler.
TÜM YORUMLAR (7)