3-Bunların hepsi; öznelci çekimlenişlerin, sosyal birlikçi çekimlenişlerle, gelişip olgunlaşıp kendi girişmeleriyle toplumcu aidiyet girişmelerini, ortaya çıkarmasıdırlar. Bu kademeli zaman zemine bağlı temel girişmeler; daha yüksek değerli organik devinmeleri, belirlemektedir. Sosyal toplumsal döngülerdeki oluşmaların ve süreçlerin yol alırlığıyla ve evrensel davranışların daha bir ortaya konulmasından hareketle, insanların sosyal yaşamları içindeki girişmesine dönüşen seyirlerini ve aşamalarını, tekrar görelim.
Etnik yapılar gibi olan aidiyetçi dönemlerden sonra, Sümer başlangıçlı toplumsu yapıların oluşmacı aşamaları toplum içinde biçimlendi. Bu biçimleniş içindeki zorlayıcı çekimleştiricilerden birisi de üretim ilişkilerinin ortaya çıkarılmasıydı. Diğer biriside, emek nesnelerin değiştirilmesi gibi sosyal toplumsal polar bağcı çekenlerin hepsi de, bu türden aidiyet dönüşmelerinin karşılanmasına yönelik olacaktır.
Artık tarih etnik yapıların aidiyet bağlacını kırmış, bu bağlacın alanı üzerine yepyeni bir aidiyet bağlacı devindirmiştir. Etnik yapı aidiyetliğinden dönüşülecek olan ittifaklar girişmesi, hayli uzun sürelerle, değişik yerlerde çok değişik anlama ve anlaşmalarla ve hep bir türden olmayışlarla, tarih sahnesinde, boy verecekti.
İnorganikçi, elektron kabuk, elektrostatik bağ çekimi ait kılmalı, inorganik düzlemdeki seçme ayıklamacı düzenci davranışlar girişmesi; giderek öznelci olan, sevgi nefret düzenleş ilmesi içinde aşılması sonucundandır ki özneci kişileşmeler ortaya çıkabilmiştir. Özneci kişilik girişmelerimiz de, sosyal bağcı özgecil girişmelerin aşılması sonucunda, sosyal karakterli, özgecil devinmeli olan, özgecil bağlı sosyal kişileri ortaya çıkartmıştır.
Özgecil alan bağlı sosyal düzlemin zaman içinde aşılması ilen de, özgecil olanın hemen yanına yükümleşmenin de konulmasıyla toplumsal birey karakter insanları (özneleri) ortaya çıkarıştır. Her biri diğerine göre gelişmiş bir ileri basamağın süreçleri olup, bir sonraki devinme alan adımlarının geliştiricisidirler. Bir önceki adımlar atılmadan devamının oluşması olanaksızdır. Buradaki alan sosyal ve toplumsal özelliklerin devinebildiği polar alandır. Ve sosyal ve toplumsal özelliklerin kişilere, sosyal toplumsal alan oluşturucuları aracılığı ile yansıtılarak bir çeşit ve büyük oranda kişilerin davranışları olan bir organik devinim yazılımıdırlar.
Aidiyetçi davranışlar girişerek uzun dengeleşmeler sonunda, hukuki davranışları belirlemiştir. Yani artık aidiyetler bir hukuki ilişkidir. Basitçe, bir öğretmen öğrenci hukuk ilişkisi ile örnekleyelim. Bir öğretmen, hele de bir, sınıf öğretmeni; ileriki dönemde başarılı olmuş bir öğrencisini görünce, işte ben bunun öğretmeniyim dedirten bir hukuki ilkedir bu.
Yine ha keza, bir öğrenci, bir öğretmeni ile karşılaştığında; işte ben bunun öğrencisiyim dedirten ilke. Veya öğretmeninin basın yayın da, iyi bir başarısıyla haberdar olduğun da, bu kişi için eski öğrencisine; işte ben bunun öğrencisiyim dedirten bir ilkedir. Sanaldır devinmesi ile etkisi ile gerçektir.
İşte yeni ilahlar (ittifaka giren her bir sosyal birliğin beraberinde getirdikleri totemler) dönemi böyle bir ittifakı oluşun gururlaşma, mağrurlaşma, tanımlaşma, düzenleşmeci aktarım ve yaptırımlar sezonudurlar. Yeni ittifakı toplumların birbirine göre; İştar, İnanna, Geştinna, Dumuzi, Gılgamış, Enkidum gibi zıtlanışların, benzer oluşlarıyla benzememeleri ilkesi vardır.
Enlil-Ninlil ve Enki-Ninki gibi aynı totem kardeşler çiftleşmesi, iç evlilik döneminin varlığına ilişkin bir kalıntı aktarımı sembolü gibi dururlar. Ninlil-Enki ve Ninki-Enlil ile olan karşı grubun cinsel birliği ise daha sonraki etnik kültler arası, dış evlilik kardeşlenilmesi gibidir. Ki daha sonraki İnanna ve İştar kültünün başlangıç hallerini temsil ederler gibidir.
Eski toplum aidiyet ilişkileri, şimdiki kan bağı ilişkimizden daha fazla genişlikte bir ilişkilenişler bütünüdürler. Hele klan içi evlilikte klan kan bağı esastı. Biyolojik baba yoktu. Biyolojik babalar vardı. Daha siz doğmadan, sizden önce ve sizden sonraya sürekliliği olan ve sizden bağımsız bir gücü olan, bir süredurum vardır.
Doğumla kendinizi, sosyal aklın ve toplumsal aklın kural kılındığı, yaşantıların içinde bulursunuz. Bunun özelliği şudur, içine doğulan ortamın kendisi size, değişmezlik algıları ile baskı aracı olan bir yazgınızdır. Böylesi kadersi bir ortama, sımsıkı bağlı bir sosyal determinizmle (kaderci belirlenim ile) zaten gerektirilirsiniz.
O dönemde, kimsenin, kişisel kimlikli özel adı yoktur. Mazideki ve güncel sosyal itenin kültürel kimliği sizlere, totem adı olarak mührünü (kaderi) vurmuştur. Siz ana gövdeyle davranan totemi bir bütünlükselliğin bloke sisinizdir. Ancak mono blokta bağlı bir dış yörünge elektronu gibi sinizdir. Bir serbestlikle, bir kaya başında otururken, bir mağara içine çekilmişken, ırmağı izlerken, yalnızlık alanları içinde de, oluşabilirsiniz.
Soyunuz da, sopsunuz da, bu ana blok, tek parça devinen gövde bloktur. Olgu ve olaylar bu gövde yaşantılaşmadan gelişip bugünkü sisteme doğru bin bir zahmetlerin mücadele ve kavgalarından, adım adım dönüşecek olan uygarlaşması ile devinecekti. Üstelik bu zamanın pek konuşma dili de yoktur. Siz bu eski ritlerden ve onların yazılı tarihi dönemlerine dek, denk gelen, sözel aktarımlarını yorumlayarak onları öğrenecektiniz. Kutsallıklar içinde saklanarak anlatılanlar, birer deforme de olsalar, gerekli okumayı çıkarabilir olacaktınız.
Aslında insan sosyal düzlemleri, başlardan şunun şurasında 18. Yüz yıla değin; ne kadar çok aidiyet ve ne kadar çok totemci düzen anlatım içeriyorsalar, o sosyal yapının aidileştirme enformasyonunun o kadar iyi güncelenişle çalışıyor olması demektir.
İttifaklar öncesi toplumların bu kadar çok kutsallar (tanrı totemler) icat eder olmaları aslında bir icat değildir. Etnikçi dönemlerin birbirlerinden izole olupta, sosyal temas kurmadıkları; hani ilişkilerinin nerede ise sıfıra doğru yaklaştığı dönemlerde, her etnik sosyal birliğin, kendi aidiyetliğine ilişkin bir totemi vardı. Yani sosyal yaşamlar tek totemli (tanrılı) bir anlayıştı.
Sosyal birliklerin ittifakı içinde ittifak eden her bir grubun sayısı kadar totem ve totemi anlayışlar ittifakın içine girdi. Böylece totemler totemi anlayışlar (politeizmi-puliralizmi) kendiliğinden ortaya çıktı. İttifak içine on grup girmişse, bu ittifak; kendiliğinden on totemli (tanrılı) olmuştur. Aslında tek tanrılar, bu sürecin sonunda; bir puliralizmin çelişkilerinden elimine edişlerden ittifakı olacakla, hiç de tek tanrı değildirler.
İşte bu kadar icatlı gibi olan tanrılar, diğer sosyal yapılardan alınan meşruiyetlikli totem tanımlardı. Önce birbirinden ödünç gibi iğreti alındılar. Sonra da sosyal yapının vaz geçilmezi bir anlama ve anlatımlara dek aktarımın soyutlamaları oldular. İnsanlar ittifakla: hem kişiler temelinde, hem toplumsal temelde ve sosyal temellerde, çok köklülüğün; çok kültürlülüğün ve çoklu düşünmeli olan anlatımcı ve anlamacı mantığın da içine girmiş oldular.
Çok tanrılı olmak, çoklu mantıkla düşünme ve çok kültürlülük, özel gayretlerle bulunmadı. Bunlar her biri bir etnik yapının bir özelliği olan durumlardı. Etnik yapıların birleşen girişmeleriyle ittifakın içinde zorunlu olaraktan bulundular. Yani ÇOKLU KÜLTÜR, İTTİFAKIN ZORUNLU OLURLA BİR BELİRİŞ ÖZELLİĞİDİR. Tabi bunlar birden bire olan bir şey değildi. Ama olan da bir şeydi.
Yavaş yavaş beliren, kendisini dayatan süreç olgularıydılar. Sosyal ittifakların kendi içlerinde nur topu gibi oluşlarla buldular. Ve adeta sosyalci seçme ve ayıklama koşullarını sağlayan sosyal eleğin çok kapsamlı olmasıydı. Bu niceliklerin, birden bire; sosyal ittifakın önüne konmasıydı bu durum.
Eski bir aidileşme formasyonunun ortadan kalkmış işlevi, bazen tersten okunuşla, yeni düzenin de biçimi oluyordu. İşte bu zenginlik, ittifak toplumlarının kendi eski aidiyetçi buyuran yapısına ters ve aykırı olacaktı. Gelecekteki bütün dini sistemlerin çelişmeleri dahi buradan, bu çok kültürlü ve geçmiş yaşantılaşmalardan geliyordu. Artık tüm işler, çokluğun karşıtı olan tek elden ve tek elin iradesinde görülür oluşla gerçekleşecekti.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 2.7.2010 12:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Efsaneden masaldan,oldu halkım bil, bizar!
Karıştırma hak dini, batıllarla ne olur!
Bilmek istersen Hakkı; son kitaba et nazar!
Hayırlı çalışamalar.
TÜM YORUMLAR (1)