Ahvali anlatmaktır sadece derdim
Bende başka türlü yazmak isterdim
Lakin yazmadım duygulara kapılarak
Herşey başlamış böyle yapılarak
Akşam dokuz civarı dışarıya çıktım
Yürüdüm yürürken bu etrafıma baktım
Kusura bakmasın küçük büyüklerim
Hiç iç açıcı değil benim gördüklerim
Abidinpaşa'dan dikimevine yürüyerek
Ardımda nice rezaletleri sürüyerek
Kahvenin birinde biri bir küfür savurdu
Diğeri yediremedi kalktı ona vurdu
Birkaç dönme camii avlunda bekler
Peşinde en adi en aşağı köpekler
Kaldırımda berduşlar sürünüyor
Taş değil insan üstünde yürünüyor
Dikimevini geçip cebeciye vardım
Buraya gelsem hep rahatlardım
Kurtuldum sandım necasetlerden
Yürüyen kokuşmuş o cesetlerden
Ev yolu gözleyen esnaflar vardı
Edeplice rızıklarını bekliyorlardı
Beliriyorken hafifçe ay havada
Yenmişti biri diğerini tavlada
Edilmişti sonunca düzgün kelam
Alınıp verildi dosdoğru selam
Fazla sürmedi eskiden kurtuluş
Parkıyla karşımda yeniden Kurtuluş
Ankara'nın göbeğinde yeşil cennet
İçine girince inan geçirdim cinnet
Gökte dolunay saat on bir olmuştu
Pisliklerin hepsi buraya dolmuştu
Seyrettim utanarak hepsini tek tek
Geçti önümden el ele iki erkek
Kimisi ailesiyle gelmişti kimi kendi
Yürüdüler gezdiler şarkılar söylendi
Bir aile oturmuş bir büyük masaya
Kuru masa dönmüştü bir saraya
Bir teyze beni görüp dedi Evladım
Almak ister misin sende bir tadım
Al bunları canının çekmiştir ye
Hacı emmimin ruhuna diye
Küçük çocuk oynuyordu dalla
Yediklerim çok güzeldi valla
Dalı kaldırdı ki vuracak kediye
Teyzem dedi oğlum onlar hediye
Zulmetme hayvana garibe düşküne
Şükret sağlam olduğun her güne
Gezdim çimenleri bu büyük parkı
Böyle işlermiş ahlaksızlığını çarkı
Saat on iki oldu yani gece yarısı
Doldu parka hem erkeği hem karısı
Bazı sapıkça geldi kimisi ürkek
Kızlar giymişler mini mini etek
Şehvetle ahlaksız nice bakışlar
Şeytan bunları ayakta alkışlar
Kızlar erkekleri erkekler kızları
Süzdüler adice çapkın hırsızları
Asildi kızlar centilmendi erkekler
Parti vardı sanki pastalar börekler
Vahşi tilkiler gezindi dolaştılar
Kimi naz etti bazısı uğraştılar
Çoğu çoktan başladı pisliğe
Arsızlık dolmuş kemiğe iliğe
O kadar ki kız kıza erkek erkeğe
Seviştiler aldırmadan güvenliğe
Derken sıcak bir el dokundu koluma
Dönüp baktım sağıma soluma
Dedi takılalım gelsene buraya
Vurdum kafayı yıktım oraya
Bir küfür savurdum ağız dolusu
Aşağılık köpek erkeğin orosbusu
Ortalık karıştı birden uzaklaştım
Koleji geçtim Kızılay'a ulaştım
Vıcık vıcık sarhoş bir ton varlık
Yaşamadı bunları şu adi çarlık
Birinden çıkıp diğerine varmıştım
Dua ettim Allah'a yalvarmıştım
Gezdim Kızılay'ı sinirle adım adım
Gezdim yoruldum biraz susadım
Büfeye gidip bir soğuk su aldım
Söylemeyim kalmadı hiç tadım
Tadını çıkaracağız diye anın
Esiri olunmuş zevku sefanın
Gördüm hepsini görmez olaydım
Bir çoğunu bursa birbir saydım
Bomboş ömürler sahte hayatlar
Riya dolu iğrenç adi suratlar
Ruhumu sardı derin bir sancı
Hastayım sandı gören yabancı
Biz geldik ki en zelil çağa
Küfür bulaşmış ova dağa
Anlamını yitirmiş hürriyet
Anlamını yitirmiş milliyet
Kayıt Tarihi : 29.7.2018 23:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Abdurrahman Gülseren](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/07/29/ahvalimiz-20.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!