varoşlarda üç katlı bir binanın çatı katında başladı herşey,
ahşap korkuluklu merdivenleri inerken.
daracık sokaklarında mahalle dedikoduları yapılırdı;
biz oyun sevdalıları,yağlı ekmeklerimizi yerken.
en çok birdirbir oynardık; horozum çık çık,çelik çomak ve saklambaç…
elma şekerleri dolanırdı o zamanlar macuncu abinin sopasında,
elli kuruşluk mutluluğumuz bile yarım kalırdı bazen
ahşap korkuluklu merdivenleri inerken…
bohçacı kadınların farkı yoktu,Ayşe teyzeden veya annemizden;
kalaycı,iğdeci,macuncu baloncu hepsi bizden.
evcilik oynardık okulun arka bahçesinde.
hep Ülkü ile evlenirdim ben,kıskansam da Emine’yi Mehmet’ten
ve hep boşanırdık zaten sudan bir sebeple…
kömür kokardı gözlerimiz,ekmeğimiz,aşımız ve zaman..
baletleriyle çıkarken yokuşlardan babalarımız,
sırtlarında madenden aşırdıkları kışlık odunlar,
terle karışık can kokusu çekerdi bizi,
soğuk yanaklarına değdiğinde dudaklarımız.
beş kuruşluk payımızdı ceplerdeki son harçlık
tipi tip çikletlerinin mudavimi olmuştuk o yüzden
komşunun terliğinin altında ezilmeden evvel
resimli kağıtlarıydı bizleri asıl cezbeden
ilk o zaman başladık kumar gibi yaşamaya hayatı
ve renkli misketlerle nişan aldığımız akşamlarda
salyangoz ayında ara verirdik herşeye,
diken dipleri,rutubet kokan bodrumlar mekanımız olurdu.
yağmurda dökülen salyangozları toplardık,
bakkaldan aldığımız naylon posetlere.
arada bir evlerimizden çaldığımız aliminyum kaplarla
hurdacılar çarşısına düşerdi yolumuz.
bir kilo taşlı salyangoz ve yüz gram aliminyum parasına
salçalı pide yemekti en büyük zevkimiz.
adam olurduk,iki salçalı pide ve ayranla
maydonozlu soğan kokusunda..
İmece yıkanan halılardan akan köpükleri toplardık,
köpükten balonlar üretmek için
paslı tellerin yuvarlak uçlarında,
ramazan akşamları iftar topu atmadan
ve katılmadan on metrelik yarışa…
mahalle maçlarında başladık kavga etmeye
namağlup hayatımızın ilk yenilgileri
aşağı mahalle yukarı mahalle rekabeti
daha bir hırslanırdık her yediğimiz golde
ve her yenilgisinde hayatın…
varoşlarda üç katlı bir binanın çatı katında başladı herşey,
ahşap korkuluklu merdivenleri inerken…
Zonguldak/ 4 Mayıs 2011
Kayıt Tarihi : 4.5.2011 13:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Zonguldak kömür kokan şehir,Zonguldak çocukluğumun isli şehri... merdivenlerini çıkacak gücüm kalmadı yollarının dumanını görmeden ölmekte varmış lavarı...

sevgi dolu kalın e miiiiiiiiiiiiiiiiiii
diken dipleri,rutubet kokan bodrumlar mekanımız olurdu.
yağmurda dökülen salyangozları toplardık,
bakkaldan aldığımız naylon posetlere.
arada bir evlerimizden çaldığımız aliminyum kaplarla
hurdacılar çarşısına düşerdi yolumuz.
bir kilo taşlı salyangoz ve yüz gram aliminyum parasına
salçalı pide yemekti en büyük zevkimiz.
adam olurduk,iki salçalı pide ve ayranla
maydonozlu soğan kokusunda..
.........geçmişin harika ayak izleri imgelerle süslenen güzel dizeler....kaleminize yüreğinize sağlık harikaydı
TÜM YORUMLAR (4)