Davullar çalındığında sahur zamanı
Aç ellerini yaratana
Sadece bana niyetlen
Tut beni, yaşadığın müddetçe
Orucun olayım
İftarın vuslata erdiğin gün olsun…
Tut beni bırakma
Nefsine hâkim ol
Sakın bensiz iftar yapma!
Sen benim yanık bağrımda açan
Oruç çiçeğim ol
Nefesin gül koksun
Unutma tut beni…
Sus ne olur
“Konuşmak gümüşse sükût altındır”
Sükût boynuna zincirin
Dilin lal olsun.
Konuşmasın güneş batıp iftar olmadan
Sus!
Sadece sus…
Aşk susmaktır ey sevgili
Güzelliğini, iyiliğini
Anlatmaya gücün yetmediği zaman
Susmaktır.
Kelamın bittiği
Kalemin yazmadığı yerde
Susmaktır.
Yusuf misali
Dipsiz kuyularda kalmaktır…
Ey yar!
Fani dünyada karşıma çıktın
Yaratan’dan ötürü yaratılanı,
Yani seni,
Çok sevdim…
Sen benim,
Göz nurum.
Şah damarım.
Sol yanımın diğer yarısı.
Bir adım gelene
On adım gidişim.
Sen benim,
Her şeyimsin…
Ahretliğim de bana
Sana olan sevdam bitmez
Sevgim dünyalık değil
Vazgeçtim fani dünyanın yalancı sevdalarından
Sonsuz âlemin baki dünyasında
Sonsuz hayatıma başladığımda
Nasibim ol
Sen ahretliğimsin!
Sahi
Ahretliğim olur musun?
Biz seninle,
İblisin her türlü
Zorluklarına rağmen
Nefsimize yenilmeden
Yaratana sığınıp,
Tavaf’ı tamamladık birlikte…
Sen benim,
Az ile yetinip
Bugünüme şükrettiğimsin.
Yarınlarda
Nefsime gem vurduğum
Yaratanıma
El açtığım ayalarımda duamsın
//Ey yar! Yüreklerimizi secde ile nikâhlayıp, içinde ki hüzünleri atıp zemzemi içmek için, baki dünya da ahretliğim olur musun? //
Mustafa KARAAHMETOĞLU
11.11.2013 (09.02.2015)
Kayıt Tarihi : 27.5.2014 21:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!