AHMETİ ZENCANİ TÜRBESİ
[email protected]
Ahi Emir Ahmet, i Zen cani Hazretleri’nin Bayburt İli Merkez İlçesine bağlı Mutlu köyünde bulunan Hüsnü okur dan dinlediğimize göre;
Ahi, Emir, Ahmet. i Zen cani Hazretleri’nin dedeleri Buhar’dan Bayburt’a gelmişlerdir. Bir ceylan derisi üzerine yazılı olan ilk silsile namelerinin de seferberlik nedeniyle yitirilmiş olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Yine söz konusu ailede bulunan belgelerden öğrendiğimize göre: Ahi Emir Ahmet, i Zen cani Hazretleri’nin adı tam olarak şöyle geçmektedir: “Ahi Emir Muhammed bin Ahi Emir Ahmet, i Zen cani El Baybur, di Hazretleri...” Hicri 716 (Miladi 24 Nisan1316 günü) Çelebi Celaleddin Arif ile Bayburt’a gelen Ahmet Eflaki’nin “ Ariflerin Menkıbeleri” adlı eserinden anladığımıza göre bu dönemde Ahi Emir Ahmet,i Zen cani El Bayburt,di Hazretleri’nin bölgedeki tüm Ahilerin (Belki tüm halkın) Başkanı (Emiri) olduğu, manevi yönden Mevlana Hazretleri’ne olan bağı nedeniyle de O’nun Doğu’daki temsilcisi olduğu,yani Mevlana ile aynı dönemde:Ahilikle Mevleviliğin birlikteliğinin de gerçekleştiği bir il durumunda idi Bayburt.
Ahi Emir Ahmet, i Zen cani Zaviyesi.
Ahi Emir Ahmet, i Zen cani Hazretleri’nin adını taşıyan Zaviyesi, şimdiki Kadı zade Mahallesi,(Eski Kız Sanat Okulu’nun bir dönemler kirada bulunduğu) Endüstri Çarşısı’nın Kuzey kesimindeki yerde bulunmaktaydı.
Buradaki zaviyede “dini ilimler, İslam ahlakı, fen ilimleri” öğretilir, ayrıca yolcuların barınmalarını sağlayarak, yiyip içmelerinde karşılanırdı. Zaviyede bulunan Kur’an-ı Kerim, post, tespih gibi eşyalar Cumhuriyet dönemine kadar ulaşmıştı...
Ahi Emir Ahmet, i Zen cani’nin Kabri,
Ahi Emir Ahmet, i Zen cani’nin kabri (önceden) kendi adı ile anılan: “Ahmet, i Zen cani Mahallesi”nde, Semerciler Caddesinin yukarısındaki Çarşıbaşı’nda bulunan “Kadı paharı” karşısında,“Mescit arsasında” bulunmaktaydı.
Bayburt Vakıf Müdürlüğünün kaldırıldığı yıllarda satışları yapılan mescitlerden birisi olan bu mescidin arsasında böylelikle özel mülkiyete geçmiştir. Kendisinin yaptırmış olduğu mescidinin arsasında yer alan kabrinin sökülüp, kemiklerinin buradan atılmasına kimse bir şey söylememiştir.
Eski Ahmet, i Zen cani Mescidi’nin bahçe bölümünde yer alan kabir, toprağın dışarı atılması anında sökülüp yok edilmiş, kemikleri dahi toprakla birlikte gitmiştir. Söz konusu kemiklerin toplanarak Şehit Osman Dağı’nda bir yere gömüldüğünü söyleyenler olduğu gibi, toprakla birlikte “Patates Meydanı”na döküldüğünü söyleyenler de olmuş.
Çok acı olan gerçek şudur ki: Ahi Emir Ahmet, i Zen cani Hazretleri’nin kendisinin yaptırdığı, vakıflarla beslediği mescidi elden çıktığı gibi, aynı mescidin bahçesinde (arsası üzerinde) bulunan kabrini bile yerinde tutamadık, kazıp attık dışarıya... Ne bir tepki gösterildi, nede ilgi duyuldu bu olaya karşı.
Ahi Emir Ahmet, i Zen cani Türbesi.
Şeyh Hayran Hazretleri’nin haziresinden Tuzcu zade Mahallesi’ne doğru biraz daha ilerlediğimizde, Danişmendiler Caddesi kenarında sol tarafta Selçuklu dönemi yapısı olduğu görünümü veren bir türbe bulunmaktadır. Bu türbenin halk arasındaki adı: “kümbet”tir. Bu kümbetin planı şöyledir: Alt tarafta kare olan temelin üst tarafı sekizgen bir görünüm almaktadır. Batı yönüne açılan (Şehit Osman Dağı’na bakan) bir kapısı vardır. Türbenin kapısına iki yandan (Kuzey-Güney) taş merdivenlerle çıkılmaktadır. Kümbetin doğu, güney, kuzey yönlerinde üç tane (dikdörtgen görünümlü) pencere yer almaktadır.
Türbenin alt tarafında kabir bölümü (odası) bulunmakta olup, burada önceleri 6-? 7 tane mezarın yer almaktaydı. Burası Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce restore edilirken buradaki kabirlerin bozulduğu bilinmektedir.
Alt odada birisi doğuya, diğeri ise güneye bakan iki tanede ışıklık yer almaktadır. Burada yatan kişilerin Ahmet, i Zen cani’nin “ altı oğlu ve müridi ” olduğu sanılmaktadır. Bayburt’ta eskiden “ ayaklı tarih ” olarak adlandırılan kişiler burasının adına: * AHMEDİ ZEMCANİ * demekteydiler. Burada geçen “ M ” harfinin taşıdığı anlam ayrıca araştırılmalıdır. Bu acaba: “ mahdumları ” anlamı namı gelmektedir?
Ahmet, i Zen cani Yanan Fırına Giriyor.
Erzurum beldesinden bir mühtedi Bayburt’a geliyor bu adam dini tartışmalar yaparak bütün Erzurum beldesini “had etmiş” Bayburt’a gelir gelmez buradaki vatandaşlarla dini konularda tartışmaya başlıyor, milleti dininden döndürüp, onları kandırmaya çalışıyor, kendisi inkârcı zaten... Ahmet, i Zen cani ile bahse giriyorlar. Mühtedi: “-Bir fırın yaktıralım, fırına girelim, kimin dini hak ise o yanmaz...”diyor. O arada Ahmet, i Zen cani abdestini alarak yanmakta olan fırına giriyor. Durumu gören mühtedi kaçmaya başlayınca halk tarafından yakalanarak linç ediliyor. Ahmet, i Zen cani de yanan fırından sağ-salim çıkıyor.
Anlatan: Ahi Emir Ahmet, i Zen cani’nin Torunu (Hüsnü OKUR) benimse kayın pederim olur. Birçok kez anlattı. Bir büyüğümüz bu tür ilginç ve bir o kadar da heyecan verici. Söyleyişleri vardır. Bazen anlatır ve dinleriz.
Kedi Gayrimüslimi Saymamış…
Kümbetin yanında bir tekke varmış. Buraya giden gelen herkese bedava yemek verilirmiş. Bu tekkede bir de kedi varmış ki, bu kedi “Misafirhane”ye gelen konukların sayısını “Aşhane”ye girip, işaretle bildirir, yemeği yapanlar da konukların sayısınca yemek yapıp getirirlermiş. Bir defasında, diyelim ki dört kişi konuk gelmiş ama kedi üç kişinin geldiğini işaret etmiş. Bakmışlar ki kedi ilk olarak da olsa yanlış söylemiş, nedenini araştırmaya başlamışlar, öğrenmişler ki, konukların birisi gayrimüslim imiş...
Kedi Mezarı
Ahmet, i Zen cani’nin tekkesinde bulunan kedi, bir gün yandım-yandım olmuş... Bir şeyler anlatmaya çalışmışsa da, kimse bir şey anlamamış. Hayvan çok rahatsız olmuş, yemek yenmek üzere iken kedi hızla atlayarak, kaynayan kazanın içerisine düşmüş. Kedinin içerisine düşmesiyle pis olan yemek kazanının yemeğini dökmüşler ki, ne görsünler; yemeğin içerisinde koskocaman zehirli bir yılan... Haşlanarak ölen bu kedi için kümbette bir mezar yapılarak buraya gömmüşler.
Ben bunları çocukluğumda pek duymamıştım. Ve şimdiyse çok şey öğrendim, demek ki bir zatın neler yapacağını bilmek çok güzel bir şey. Ve onlara değer vermekte bir o kadar da önemlidir. Ben bunları kayın pederim den dinlediğimde çok mutlu oluyordum.
Ayrıca böyle bir ailede olmak daha mutlu ediyor. Beni eşimin ailesi baya bir geniş, silsilelerini okumadım ama büyük bir aile olduğu kesin onu biliyorum. ALLAHA emanet olun.
Zehra OKUR
Kayıt Tarihi : 14.1.2011 17:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kendisi
![Zehra Okur](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/01/14/ahmeti-zencani.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!