Sözcüklerim bir uçurumdan aşağıya yuvarlanıyor
Savruluyor, her biri bir yana dağılıyor
Sonra taş bir zemine çarpıyor
Büyük bir gürültüyle paramparça oluyorlar,
Toparlamaya çalışıyorum
Her bir sözcüğü yerine koyuyorum özenle
Bir yaşam savaşıdır sürüp gidiyor
Kimi bir dilim ekmeğin peşinde
Kimi sıcak bir yuva kurmanın
Herkes bir savaşın içinde
Kimi kılıçlarını kuşatmış
Kimi ise yüreğini kalkan yapmış
Tadına varamadan yaşamın
Can çekişeceğim sefilliğin kollarında
Yüreğimi eşkıya hisler esir alacak
Teslim alacak tüm benliğimi, insanlığımı
Cebimde üç lira parayla
Mecnun gibi aşmadım belki çölleri
Aşmadım belki Ferhat gibi dağları
Sigaraya içkiye vurmadım aşkını
Ama bilsen ki sevgilim seni seviyorum
Acı çeken gönlüme yalnızlıkları verdim ben
Birazdan almaya gelecekler beni
Ellerimde kelepçe ardımda bir sevda türküsü ile
Çıkıp gideceğim çıldırtan bir çığlık gibi
Ömrümün en uzun yolculuğuna çıkacağım
Bilmem kaç yıl sonra dönerim kollarına
Suçum ağır belki de dönmem geri
Ben seni çok önceleri sevdim
Gençliğimde, ta lise sıralarında,
Başın ellerinin arasında gülümserken
Seni biraz daha fazla sevdim.
Çok önceleri hayrandım sana
Hayranlığım suskunluğuma benzerdi
Dar gelmeye başlayacak
Bu yaşadığımız yerler
İçimizi bir sıkıntıdır alıp gidecek
Boğulmaya başladığını düşüneceksin
Boğazımızda takılı kalacak sözcüklerimiz
Açığa çıkaramayacağız düşüncelerimizi
Kime söylesem derdimi
Kime açsam içimi bilmem ki
Herkes birbirinden dertli
Söylesem ölüme anlar mı ki beni
Söylesem mutluluklara bulurlar mı beni
Anlatsam kurtaran olur mu ki beni
Gönlüm yine sana hasret
Ellerim kelepçeli
Ayaklarımda prangalar
Sürgün yemiş bir mahkûm gibi
Dört duvar arasında bir başınayım
Arayan yok soran yok
Ben seni hep o sinemanın içinde bekledim
Başrolünde sen oynuyordun filmin
Bense dublördüm sadece
Arada bir görünüyordum filmde
Binlerce insan arasında fark edilmiyordum bile
Ya cadde ortasında bir eylemde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!