Anlar vardır insan hayatında,
Yaşayan, anlar…
Sadece bir nefes uzakken ölüme,
Ölememektir çaresizce…
Çaresizliği yaşamaktır,
Hem de ta İliklerine kadar…
Şimdi artık kezzap gibi yüreğim...
Soyut acılar altında,
Sokaksız bir ev gibiyim.
Anlamaz kimse;
Ne bir şair ne de bir nağme...
Kırık ezgiler yankılanır yüreğimde.
Çok güvenme kendine kardeşim,
Keskin bir bıçak misali konuşmasın dilin.
Lal olmak en iyisidir bazen,topu başkalarına atmak.
Sadece ama sadece bir nefes uzaktır aşk…
Ne dostun dostun aslında ne sevdiğin sevgilin,
Rahmet yağıyor göklerden,
Mevsimlerden hüzn-ü aşk…
Ayrılık kokusu sarıyor her yanımı,
Demirin tavında dövdüğüm o gönlüm,
Şimdi karlı bir dağ.
Bilmem,bilmem kaç kez kanar daha?
Nedir geceleri bu kadar gizemli kılan?
Gün ışığı mıdır insanı bu kadar uyuşturan?
Ya da karanlık mıdır insanı bu kadar korkutan?
Üstelik gece ve gündüz bu kadar severken birbirini,
Neden ayırır onları insan?
Aslında konuştukları dil hep aynı lisan...
İnsan, insan kaç kez sever?
Bir defasında bir arkadaşımın iç çekip,
‘’Ulan insan bir kez seviyor! ’’ dediğine şahit oldum.
Durdum,o yari düşündüm…
Özlediğimi hatırlayıp,bir sigara yaktım.
Hüzün bastı içimi,kendimi sokaklara attım.
21. yüzyılda hayat bir anlamlar zinciri...
Aşk ki çuval dolusu taşın pirinci.
Eskiden taşı ayıklardık,
Şimdi ise pirinci...
Geçen yüzyılın aşklarını özledik...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!