Gizli bir emel sinmiş ruhuna,
Almış götürmüş seni ben uzaklara;
Geride ufak bir çiçek kalmış,
Sokaklar kuytulara tünemiş,
Alacakaranlık dudağına çökmüş,
Veda etmek istemiyor, belli...
Bir şarkı anlatmalı seni beni bizi:
Özlemle dolu, kıyıda köşede kalmış,
Burkulmuş, kırılmış; tam orta yerinden kesilmiş.
Bir yıldızı hatırlatıyor mısralar, ağlıyorum..
Seçtiğin yıldız milyonların arasında parlıyor;
Ufukta bir sarı doğuyor ruhuma,
İnsanı insandan tanıdım
Dervişe Piraye Dede'ye divane oldum
Meye inandım ayyaşa yoldaş oldum
İnfirattayım artık,
Biraz sen ve sensizlik doldu gecem..
Gömmek için geç kaldım tüm hatıraları,
Alıştım gece inlemelerime,
Ansızın gelip, gitmelerine...
Soğuk soğuk da terlemiyorum ya
Hissediyorum son demlerindeyim ömrün,
Son kez sıkı sıkı sarılmaya çalışıyorum yaşama.
Ya da sükunet bulduğum bu melun akşamlara..
Bir acıma, merhamet ibaresi beklemiyorum.
Gidiyorum; mahzun ve yapayalnız..
Garip bir sarhoşum, kederin sokaklarında gezen.
Akşam dev mezarlıkların arasında,
Yeşil yosunlarla kaplı uzun karanlık bir yol.
Yaşamla ölüm arasında incecik bir çizgi...
Sonra mor, yeşil bir ışık belirdi önümde,
Geldi.
Ayaklarıma vurdu sahilde kanayan deniz gibi..
Öldüğüm de şarkılar söylemeliler ardımdan,
Papazlar, hahamlar, imamlar ortak ağlamalı
Tüm dünya ağıtlar yakmalı
Ölüme beş kala koparttı tüm zincirleri
Ruhunu saran ince düşünceleri
Bedenini saran ıssız kimseleri
Sensiz geçen günler gün degil,
Cehennem sancısı.
Şimdi görüyorum da boşu boşuna yaşamışım bir 18 yılı..
Perdeleri aralamakla geçti diğer yarısı:
Biraz toz ve yalnızlık dolu ömrün çıkmazı...
Kitapların yoldaşlığında buldum seni,
Bir akşam seni düşünsem
Uzak bir rüzgar öter mi dudaklarına
Güneş doğar mı şafağımdan sana
Bahar gelir mi ayazıma
Bir gece seni düşlesem
Gerçekliğe adım atar mısın önümde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!