Hayat koca bir nehir mi
içinde bizler, su damlaları?
Yoksa her birimiz bir nehir miyiz
sonsuzluğa akan,
birleşen ve ayrılan zaman zaman?
Her ayrılışta bir parçasını
Bu akşam deniz kenarında
boşluğa dalmışken gözlerim,
iki martı uçuyordu yan yana;
üçüncü martı arkada, uzakta,
sessizce izliyordu.
İki martı yan yana,
Bedenimin her bir yanı bir yüreğin parçaları gibi.
Ona yakın olan her bir parçam yüreğimi titretiyor.
Ruhum, düşüncelerim yüreğimin ikiz kardeşi.
Düşündüğüm her an yüreğim titriyor.
Kıskançlık mı bana bunları söyleten?
Evet, itiraf ediyorum, seni kıskanıyorum.
Odamın duvarları benim sırdaşım.
Gözyaşlarımı silecek kimsem yok.
Ağlamaya bile hakkım yok.
Yine de dökülen her gözyaşı,
odamın dört duvarından yüzüme çarpacak.
Yüzüme çarpacak güçsüzlüğümü,
Bilmek istemediğim, sakınamadığım.
Ellerin dert görmesin.
Acıyı yüzümde değil, içimde hissettim.
Sitem sanma bunu;
kayboldum yokluğunda,
var olduğunu sandığım anda.
Ben ne susuyorum, sen ne anlıyorsun…
Bir kılıcın üstünde yazıyordu bütün bunlar
Artık dostlarım bunu bir kenara yazsın, bu uzun soluklu ölümü
Ömrümüz galiba ölülere üzülmekle
İmrenmek arasında geçip gidecek
Allahım biraz konuşabilir miyim bağışla
Konuşuyorsun sen, duymuyorum ben ah bağışla
Ben de konuştum çok, çoğu boş, boşlukları doldurdum
Yarım kalmış bir çay gibi soğuttum kendimi,
İçime şeker attın, tatlanmadım yine
Seni anlayamadım, tişört yazıları, sokak isimleri,
kendime diyorum bazen seni buldum
çekerken ağları sudan
suyu bulursun öyle oldum
sana baktım bir bulutlar, davullar
şiirlerde gezdirdiğin çocuklar ve öğleler
atlar için sular soğuttuğum
Tüm adam olamayanlara…
Yine bir gün böyle yaşıyoruz, ya da sanıyoruz yaşadığımızı
Neyi tutsam elimde kalıyor
Ellerin hariç
Ne çok benziyoruz birbirimize, hiçbir şeyimiz yok
Çöle düşen tek bir yağmur damlası olsa da sevgim,
tek bir kum tanesine bile “oh” dedirtse,
bir damla olup düşeceğim.
Biliyorum, ömrüm yetmeyecek
çiçek açtırmaya çölde.
Bir damla!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!