Kent çıngıraklı bir yılan kadar zehirliyken
Ben deniz kıyısı ve her akşamüzeri
Hışırtısıyla dalgaların
Yalnızlığımı takıp takıp oltaya
Denize atarım
Yine sen takılıp çıkarsın
Yeni bir dönemi başladı ömrümün
Umutsuzluğa kapılmak istemiyorum
Yazgı diye bir şey yok
Dün önümden kolkala girmiş yoksul ve çok yaşlı bir çift geçti
Ayaklarında lastik terlikler
Dedenin çorabının topuğu delinmiş
Elinde baston
İkisi de gözlüklü
Nine başörtülü
Tv deki az sonralardan kopardım hayatımı.
Dizilerde aynı
Arkası yarın
Hatta haberler yok
Bende kaptırdım verilen hayata kendimi
Benimde külahtan dondurma yediğim
Elektrikler kesik,
ellerim ayaklarım buz,
üşüyorum
küçük odamda
cam kenarı soğuk.
duvarlar üzerime yıkılıyor,
Sevmeden sevilmeyi istemedim
Yaşanmış olanlardan kopmak zor
Ne olursa olsun gideceğim
Gitme vakti geldi
Uykusuz yorgun
Otel odama girdim
Valizimi açtım
Hüznü, yalnızlığı, acıları çıkardım
Sesini komodinin üstüne koydum
Kokunu yastığıma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!