Bilir misiniz? ...
Kırmızıyı, şehitlerin kanından
Yeşili, düşen yapraktan
Maviyi, yağan yağmurdan
Sarıyı, dostun ihanetinden
Siyahı, tüm zamanlarımdan
Sitem etmezdim geceye
Gururun bende kalmasaydı
Tohum ekmezdim toprağa
Rüzgarı sende kalmasaydı
Bütün engellerin, engellenmesi için
çalışırdı,
ustam.
Ta ki;
Tüm engelliler engellenmesin,
engellileri, engelleyenlerin
Dünyayla tanıştığım anda,
Sımsıcak kucağınla ısıttın;
Zemheri akşamlarında.
Bütün acılar seni bulurdu,
Ama sen 'kader' diye içine gömerdin.
Şiir Yazmak:
Bazen bir kuşun yuvasını yapmaktır,
gökyüzünden umarsız.
Bazen sabahlara kadar nöbet tutmak,
başucunda bir hastanın.
Dünyanın incisi,Peygamber'in övgüsü
Sefaletin tükendiği,aşkın merkezi
Dinlerin beşiği,hoşgörünün efendisi
Fatih'in sevgilisi,şehitlerin gözdesiydin
Haliç'in daha berrak,gökyüzün ana kucağı
Her gün yeniden ölüyorum, Yeditepeden bakınca
Gözlerini görüyorum gözlerimde,kan çanağına dönmüş
Yüzünden düşen bin parça...
Yüzyılların yorgunluğu değil;
İhanetin kalleşliğini seziyorum tüm bedeninde
Bu hale mi düşecektin? Düşecektik...
Hayatım boyunca
mutlu olmak istedim.
oysa, asıl mutluluk;
aldığın her darbenin ardından
tutunabilmekmiş hayata,
bir kıyısından.
bin kere düşündü…
git…gitme
git…gitme
başarabilir(ler) miydi...
son kalede…
son asker gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!