Düşlerim birer gerçek sanki
Oyun oynuyor benimle zaman
Ben bilirim güzelliğini ki,
Güzelliğin bende saklı bir duman
Ne güzellikler benden geçti
Ne kadar da yaşlanmışım
Baktım etrafıma tek başıma kalmışım
Sen gittin gideli ben cehennemde yanmışım
Anlamadım kendimi ben sana nasıl aldanmışım
Ertesi yok artık senli mutlu saatlerin
Gözlerin kaç para
Tadı nasıl güzel mi?
Bunlar almış kötü yara
Daha yenileri gelmez mi
Mutsuzluğun kaç mutluluğa bedel
Kimsesiz bir gölge peşimde
Nereye gitsem hep benimle
Ne yer,ne içer sadece beni izler
Görünmez yüzü sesini benden gizler.
Bir sonbahar akşamı
esen rüzgârdı
gözlerinin güzelliği
Dalından düşen sessiz
bir yaprağın
sesiydi sessizliğin
Kelimeler biter bazen sevgiliyle yapılan tartışmalı bir konuşmanın orta yerinde.Sessizliğe adanmış düşünceler alır sesin yerini bütün sesler karanlığa gömülür birden.Karşında duran gözleriyle yeni bir dünyanın kapılarını ardına kadar açmış olan kadın bir anda kaybolur gözlerinin önünden.Belkide bitmiştir verdiğin sevginin karşılığı yada yaptığın bir hata sevginden yüce kılınmıştır.Kendi dünyanda kaybolmak üzere kimsesizliğe bırakılmış bir dilenci hissedersin kendini.Sessizliğin vereceği o erişilmez hazzın yaptığın hatanın üzerini bir çarşaf gibi kapatacağına inandırırsın bütün herşeyi.Ama sevgili bütün herşeyi kendi lehine çevirmiştir oyundan kopmuşsundur,yapacağın hiçbir hamle kalmamıştır artık.Bundan sonrası cehennemle cennet arası bir mücadele olcaktır.Herşeyin geçmişteki gibi olması için mücadele edersin.Düşünülmesi imkansız düşüncelerle beynini karma karışık bir düşünce deryasına dönüştürürsün.Düşünürsün yarattığın göklere ulaşan aşk gökdelenini yıkan nedeni.Gözlerinin önünden geçer yaşadığın hayalkırıklığı.Belkide nedeni yoktur tanrı herşeye bir neden aramıyor zaten ve ne tuhaftır ki tanrı her zaman kadından yanadır.Onu elde etmek isteyen bir erkek gibi sahiplenir.Dünyan kararır hiçbirşeyin değişmediğine inanamazsın herşeyin bir kabus olduğunu sanırsın.Öümün yavaş yavaş yaklaştığını hissedersin gecelerin bitmez güneşin hiçbir zaman doğmayacığını düşünürsün.Kalbin kör yüreğin sağır bedenin dilsiz kalır.Annenin yaptığı yemekler bile eskisi gibi tat vermez.Hayatına kaldığın yerden devam etmek istersin ama olmayacak hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.Bir daha aynı gökdeleni inşa edemeyeceksin çünkü o gökdelen başka bir müteahhit bulmuştur kendisine.Sana düşen varoş bir mahallede bulacağın yıkık dökük bir gecekonduyu tekrar inşa etmek olacaktır...
Belki de hayallerimdi gerçekleri bu kadar acı ve çekilmez kılan
Belki de gılgameşti Kaf Dağı’nın ardında ölümsüzlüğü bana öğreten
Geçmişin efsunlu anılarıyla ve geleceğin belli kaderiyle oynuyordum yaşadığım hiçlik dolu anlarda
Özlüyordum özlem dolu deliliğimi
Kimseye boyun eğmeyişimi
uzaklardan sen
ve sen artık yoksun
gökyüzün deyim
gök kuşağı üzerinde
oturmuş
seni izliyorum
yeryüzünden
serin bir hava huzur veriyor
gölgen her
şeyden beter kahrediyor
sesin yankılanıyor
uzaklardan
duyuluyor öznesiz
cümlelerin burada
duyduklarımı duydum ben
gerisi yalan
neydi o yaşanan
aşk mı
sevda mı
acı mı
hüzün mü
yoksa gelmeyen
ölümüm mü
ne koydun
oyunun adını
güzel miydi bari
aldın mı tadını
adı ne olursa olsun
tadı nasıl olursa olsun
yaşamak için beni öldüren
evet sen
sen artık yoksun
yoksun...
Beynimde küf tutmuş düşünceler
Her birinde acıkmış kör cümleler
Mevsim değişmez yüreğim hep kış
Sesin sessizlikten alır manasız bir alkış
Bak sevgili gözlerin bende kaldı
Dilsiz dilim beni senden söktü aldı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!