Bir akşam sofrasında altı kişi,
Kimi çelimsiz kimi ise cüsseli,
Demir kafes gibidir taşıdıkları göğüsleri,
Yüreklerinde kor gibi taşırlar,
İslam'ın kendilerine sunduğu kardeşliği.
Yüzmeyi bilmem
Amma Denize aşığım
Denizin sesine aşığım
Gökyüzünün yansıması sanki
Ya da ikiz kardeşi
Hemen kıyısında
Ey Hikmed-i Derya
Açıldın yine
Derin sulara
Al alacağını vakit kaybeden
Çık yola
Nef'i'ye uğrama herkese sayıp saymakta
Kuşlar gibi uçmak varken gökyüzüne,
Nedendir pire gibi yapışmak yeryüzüne.
Güneş ve ay ,
Gökyüzünde parıldamanı ve
ışık saçmanı kıskanır olmuş
Gökyüzündeki diğer
Parıldayan yıldızlar sana imrenerek bakıyor şimdi
Ah... Rümeysa ,
Üç günlük mesafe de
Belki de üç adımlık ötem de
Evet evet saysak adımları
Üç adımlık mesafe de
Fakat o kadar uzağız ki birbirimize
Birbirimizi duymuyor
Kalabalıklar içinde
Bulunduğuma bakmayın
Yine yalnızım
O'na hala dargınım
Dargın ve soğuk
Öyle soğuk öyle soğuk ki
Yollar sessiz ve ıssız
Yürümekteyim şimdi
Zifiri karanlıkta onsuz
Hiç böyle düşlememiştim
Bir kere elimi tuttu ya
Bundan gayrı hiç bırakmaz demiştim
Uykumu bölüyor ,
Yarım kalmışlıklar ,
Sevgiler ,
Sevdalar ,
Arkadaşlıklar ve
Dostluklar ,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!