yıldızlar anlattı dün gece
uzay bir boşluk
ve gene yıldızlar anlattı…
boşluk ışıksız
biliyor musun
ardında bir boşluk bıraktın
şakaikler açıyor bahçede
telaş içinde
yetişmek kavuşmak için
her sabah doğan
parlak bahar güneşinin
altın sarısı rengiyle yıkanıp
yaşanabileceklerin tam yarısında
sevgilim,
anladım karışmış renkler
bak istediğin renge
gördüğüm bir başkası
belki ton farkı
her gidişin bir kokusu var
bu gidişin bir garip kokusu var
pis desem değil
güzel hiç değil
ama kokuyor inceden inceye
öyle hafif başlıyorki
ne kadar yer tutar,
kaç gram gelir,
kaç avuca sığar
küllerim…
yakıp bir torbada
doldursam yalnızlığımı
ne zaman küfretseler fenere
hala oğlu düşer aklıma
kendisi ne çok saydırır benimkine
anasına sövseler fenerlilerin
aklımda enişte
sade o değilki
güvensiz suların enginliğinde
fırtınanın sessizliğini yırtıyor
fırıldak gibi dönen iğnenin sesi
kaygısız rahatlığını arıyorum
bildiğim o güzel koyların
oysa vazgeçtim çoktan
anahtarlıklar gördüm dün
hepsi satılık, bekler dururlar
ardına takılacak bir anahtar
laleler, yelkenliler, tuğralar
daha pek çok desen ve renk
yarab, bize ne çok anahtar gerek
siyahla beyazın arasında
araftayım
birileri kızgın bana
griler içinde bitarafım
koyuyla açık arasında
alıştı gözlerim
kendi gerçeğimden parsek parsek uzakta
güneşle dolu bir yalnızlık içindeyim
masmavi gökyüzünde tek bulut yok
yüreğimin karanlığı yüzümdeki gölgenin nedeni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!