Oysa bir feryatti dilin de,
boynunun tan yerine vurulması...
şimdilerde ölüm anıldıkca ürperir oldun.
ecel şerbet olsa, ziyanı yok derdin.
daha çok inci mercan derken,
gaflet kıyılarına ansızın vurdun.
Bir kafesin en kesif sınırındayız
Zamanın durağan akışındayız
Bir sözün gönülleri yakışındayız
rahmet mı istediğin bılmıyorum
Bir söz ki semavi dinlerden
Ademden aleme birlik bakidir
kimi yakup kimi ibrahimdir
Gönül onun haktaki birliğidir
beden içinde Gönül nasipli değilim
Kavim kavim rahmet dağıtıldı
başımı kaldırıp bakmayı özledim
Elleri ellerimde bir çınara.
Öyle ki, şu sıralar
avucum şeker dışında dua ya açık
daha ziyade sığınmayı özledim.
Onca bilinmezlik içinde.
harfleri sıralıyorum sinemde,
yerli yerine koyamadığım,
ismini bi bütün halinde bulamadığım.
nezaman, nasıl başladı bu kıyamet.
hissedipte dokunamadığım...
her parkta bi güvercin
her kanadın ardında bi haber
Bu, gidenler için son sefer
bir kanat açıklığıyla bırakırsın
kimine umut, kimine acı
gurbet telleri, güvercin
görmek için kapatamam gözü
Yârının gözdesi değilim
Tut sımsıkı tövbeli sözü
Birdahalar inkarına talip değilim
İmtihan değildir cesette ruh
verilen sözlerin ve yeminlerin,
sevdaya dair ve yahut bir tesellinin.
Ardı arkası kesilmez, binlerce nimetin.
Elbet, bu telaşlı kalabalıkta fark ederdim seni.
Gel gör ki bu yer, bu tenha zemin,
bir kalabalık yığına esir değil.
Varlığına kendimi o kadar inandirdim ki,
sevmeye değer ne varsa sevdim.
Aralanan kapılar ardında ümidi bekledim.
Olur ya gün gelir, sebeb olursun.
Dosyalarda adın geçer, tanık olursun.
Altımda tabure, boynumda urgan bekledim.
Aşkın cezasını aşkın acısı ile tattım
Divanda aşkın aslına ihanet kattım
Varlığımı dahi bir kenara attım
vaktin şu anında biçare kaldım
Benden olanı aldın, kendini kattın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!