Mühürlenmişim gözlerine,
Bir an bile ayrılamam senden
Aylar, yıllar geçse ne ki...
Bu hasret öyle zor, öyle ağır
Taşıyamam yükünü sensizliğin
Özlemin sığmaz yine de gönlüme
Müjdeler olsun
Sarı sayfalarda kaldı hatıralar
Bir heves büyüttüğüm güller soldu
Değişti değişmez dediğim mevsimler
Kalbime bir cemre düştü
Şimdi bahar zamanı
Aşkın uykusuz gözleri var başımda
Sinemde bir iz senden kalan
Yüzümde bir yaş akıp giden
Gecemde gündüzüm ve sen
Ve gökyüzünde bir yıldız var, o ben
Bir ressamın gözünden bakıyorum dünyaya
Renkler benim küçük hayallerim
Masmavi bir denizin güzelliğinde bulduğum
O ince ayrıntılar bile yetmiyor bu şehre katlanmaya
Kıpkırmızı bir gökyüzü çizsem
Sesini beklemek sessizliğinin gecelerinde
Kapılmak deli deli esen rüzgarına
Sus deyip haykırmak içindeki boşluğa
Beklemek, gelmeyeceğini bile bile
Yine de gitmemek başını alıp uzaklara
Dört duvar arasına sıkışan kalbimle
Kor bir ateş gibi içimi yakıp
Şu meçhule giden güneş sen miydin
Sonbahar gibi ansızın dert olup
Son yaprağımı da döken sen miydin
Bilmezdim sessizliğin böylesini
Şehrin boş sokaklarında yürümek
Ve kimsesiz odalarda
Gölgemle konuşmak gibiydi sessizliğin.
Aslında çok şey söylüyordu...
Değişmez bir gerçek vardı inandığım,
Tesellim gözlerimden düşen damlalar hâlâ...
Soğuk bir intihar gecesinde
Kan kırmızıydı gözyaşlarım
Yüreğimin ihanetindeydim
Seni düşünürken buldum kendimi
Bilmeden dokundun acıma
Yüreğimi ateşe verdin
Sayılar... Üç, dört, beş, onsekiz...
Derken bir ömür sayarsın sayısız
İsyanlara karışırsın anlamsız
Uçmak istersin gökyüzünde
Kuşlara inat, kanatsız...
Serseri gönlüm dolaşır durur
Senin dolaylarında...
Bilmez ki kara yazgıdır sevda
Yazılır yıldızlarda...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!