Ahmet Efe Yaşar Şiirleri - Şair Ahmet Ef ...

0

TAKİPÇİ

Ahmet Efe Yaşar

Bir hayat yaşarım inceli dantelli... Bir nakış çizerim, sevaplı günahlı. Evham bürür fikrimi, zayıflıktan. Bir sen düşlerim, akıp gider her yanımdan. Elime yüzüme bulaşır durmadan, savurur saçma salak yerlere. Herkes düşünür; nedir bunun sırrı diye, ben akıl edemem ki, ne demek düşer elaleme... Ben sevmeyi beceremem ki, sorgusuna sualine ne?
Bir sen düşlerim, akıp gider benliğim. Anlatmaktan zorları var derim, söylemek gerekir, sormak gerekir; yerince ağlatmak, aldatmak gerekir. Bilmek lazım aldatmak da, aldatan da sevilir. Bilmek lazım filmlere konu olanı, insan her an yaşayabilir.
Bir hayat yaşarım ince dantelli, bir nakış çizerim akdi besbelli. Herkes anlamak ister, ben anlatmak, sesim çıkmayınca gırtlağım yırtılır, bendeki resim yine kavuşmak... Hep yanında olmak da çare değil, dokunmayı bilmek de gerekir, koklamayı seçmek de, ebediyetinde sonuçları mümkün kılıp, katlanmakta.
Bir hayat yaşarım ince dantelli, geleni belli gideni belli. Ve her ne merak edersen; ceddi belli temeli belli.

Devamını Oku
Ahmet Efe Yaşar

Ben sana baktım kadın, herşeyimi seninle andım. Hiç kimse bilmemeliydi kadın. Siluetine bakarken, eşsiz bir manzaraya bakarmış gibi zevk aldığım anlaşılmamalıydı. Belki bir rüya, belki koskocaman bir riyaydı. Bunu sana siyasi bir şarkı eşliğinde yazdım. Çünkü; aramızda yaşanılası herşey dik âlâ bir siyasetti, aslında beni bu siyaset mehvetti. Kısaca, aklından geçenle yaptıklarının bir olmaması gibi bir şeydi işte. Bir ateş yaktım seni düşünürken sigarama diye, sen o ateşle içimi yaktın. Ben sana doyamam, kıyamam kadın. Beni içinde hissettiğin an, teninden birkaç damla ter olup akarım da, döndürmem yolundan seni, güneşsiz bırakamam solduramam bile bile. Ben sana baktım kadın; bütün hayaller aciz kaldı adının yanında, bütün sevgi nağmeleri nakış olup dizildi ayaklarına. Ben vazgeçmek istedim, kuruntularım esir aldı tüm herşey gibi. Ben sana kıyamam doyamam kadın... Sen var git yoluna, ben kendimi hiç olmamış saydım.

Devamını Oku
Ahmet Efe Yaşar

Merhaba! Geçip giden zamana bir bak! Arkadan konuşan rüzgârın fısıltıları daima kulağının içinde.

Anla! Görüp görebileceğin her şeyi anımsamaya çalış. Her an yaşamaktan vazgeçebilirsin. Her an inanmayabilirsin. Her an aldatabilirsin, kandırabilirsin kendini.

İnanma! Aslında seni senden geçiren, kalbini gıdıklayan, efkârı unutturan her neyse, geri dönüş daha zor olacak, kapılma!

Devamını Oku
Ahmet Efe Yaşar

Bir garip esen rüzgârın uğultusu içinde, oraya buraya savrulmak için hazırlanıyorum senden habersiz. Kolumu, kanadımı açıp, uslu uslu sıramı bekliyorum. Tek ümidim engin boşlukları altıma alarak uçabilmek. Bazen yalanlamak, bazen hayıflanmak, ilhamına nağme olanı ayıklamak yolluğum. En basit düşleri bir solukta, hiç etmek için yüceltiyorum. Olabilecek en soğuk mevsimin, en sıcak kahrını çekiyorum; dilim damağıma yapışmış, yüreğim ağzımda atıyor, gereğinden fazla ter döküyorum.
Sebebini bilmediğim, binlerce düş kuruyorum. En sonunda biniyorum yolculuğun; kahrının kabahatinin tam üstüne. Yeşilliklerle bezenmiş bütün yollardan geçiyorum, beni sana getirecek diye... Uçsuz bucaksız mavilikler, sapsarı kumlarla bezenmiş kumsallar, nefesi yetiremeyen emsaller... Her defasında senden fazlasını hayal ediyorum. Bu sefer bulutlar pembe değil ama. Bu sefer konu aşk değil. Bu sefer konu; hayallerin en dibinde bembeyaz pamuk tarlaları, çürümüş aşkları onaran peri kızları, rengi koyu olanı yok eden halk kahramanları... Bu sefer, kabına sığmayan bir kavuşma olayı.
Benden sana ulaşamayan özlem çığlıkları, gizeminin doruğuna gidiyor ve yanında beni de sürüklüyor. Varoluşundaki her saniyenin ebedyeti, istek ve arzuları tetikliyor. Geri dönüşü olmasa da, eğer attığım her adımda, yüreğimin üstünü kaplamış vicdan tozları silkinecekse, işaret ettiğim yollarda, parçalarım kalacaksa, en saf mutluluktur bana. Ve bir şey daha; göremesen de, duyamasan da, belki de hissedemesen de, umudumu bağışla...

*-

Devamını Oku
Ahmet Efe Yaşar

Hey kimse;
Her kim denirse senin adına,
Yaşamak hakkın değil haramdır sana.
Allah kitap dersin, aslının ne olduğunu zerre bilmezsin.
Kafandaki çaputu bir bok zannedip,
Gelene geçene iman dersi verirsin;

Devamını Oku