denize gömün beni
ılık bir yaz akşamında
kuşlar uçarken yeni yerlere
denize gömün beni
dalgaların kıyıya her vuruşunda
kıyıda görün beni
Her yere hayalin sinmiş
Denizime,simidime,
Vurduğun sol ayağıma,
Kadıköy'e giden vapura
Dokunduğum her şey hayalin olmuş
küçükken kağıttan gemiler yapardım
onları suyun üstüne koyardım
ne zaman bunu yapsam
onlar ümitsizce batardı
o küçücük suda bile yüzemezdi
aslında ben gemi yapamazdım
Bazı şeyler olsa
Herşey farklı olabilirdi
Mesela ne olsa?
Hayalimden gerçeğe bir köprü uzansa
Ben o köprünün ayaklarında
Denizi seyretsem
Yokluğun dünyama düştüğünden beri
Rüyalarım evvel zamanın ardında nağmesiz kaldı,
kelimelerim harfsiz kaldı,martılar denizsiz kaldı
Yokluğunla hayatın anlamı anlamsız kaldı
Anlamlar senle başlardı
Anlamı aldın
Bir akşamüstü yazıyorum
Sana bu satırları
Okuma yanında başkası varken
Sadece sen bil istiyorum
Bilirim anlamak istemeyeceksin
Ama yine de sen bil
Suskun sayılmanın ölçüsü nedir?
Düşünceleriyle konuşan suskun sayılır mı?
Yalnız kime denir?
Kalabalığın içinde de bulunur mu?
Sevilen insan güzel diye mi sevilir?
Yoksa bakan bir çift göz müdür onu güzel kılan
Yıllar geçti üstümüzden
Kaç beden kaç ruh
Unutulmayan bir sen kaldın
Her tende seni görmeye uğraştım
Gördüğüm ilk günden beri
Yıllar geçti üstümüzden
Tüm sırlar döküldü sen kaldın geriye
Gaia sen şimdi binlerce yüz uzakta
Kim bilir hangi yüzün yanında
Kimseler bilmesin bende seni
gemiler aynı iskeleye gider
bir gemi kaçsa ne ki?
ya bir diğeri
iskele aynı iskele değil mi?
ya iskeleyi kaldırdılarsa?
galiba kafamda ölü bir martı var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!