Heybende tükenmez taşıdığın umutlar
Senin için bekler ufukta sandallar
Bak göğe dehlizlerde parlaktır yıldızlar
Çöken sen değilsin,
Yalnızca kaldırımdaki taşlar
Eksilen sandığın
Savur bırak rüzgara
Soranlara yel aldı dersin
Dön yokuş yukarı
Bırak serseri olsun
Seyret şehrin gecelerini
Yokuş yukarı yürümeyi hiç sevmem
İniş kolay olur ama çok hata yapabilirsin
O yollar taşlı olur takılıp düşmek istemem
İsterimki hep ayakta güçlü kalayım
Ben seni degil
Beni yokuşa sürmeni sevmedim
Yalancı mevsimlerin ortasında
Kâh kavrulmaktan kâh donmaktan,
Bîzâr olmuş
Karanlığın gaybetinde
Huzur bulmaya muhtaç olmuştur.
Güle sırtını dönmüş, dikensiz yollarda
Şafak sökerken kapıyı araladım
Yine kavga etmeyelim diye
Sen haklı ben haklı olmayalım diye
Çıkıp gittim yeni baharların olsun diye
Ocağın altını kıstım hiç zahmet etme diye
Paslı bir çivi gibi
Körelmiş takvim yapraklarında
Evrende küçük bir nokta
Gölgeni senden başka kim görür ki
Terkedilmiş eski bir kasaba
Bırak önyargılarını ilk durakta
Yoksun virane kapılarda
Islak ağacın damlaları yüreğimde
Hüznün gemileri çoktan yol aldı
Satırlar arasında tutuklu kaldı dileklerim
Bu kez kara duman kapladı dağları
En köşede yanlız bir masaya oturdum
Hem yanlız hem bir ayağı kısa
Yine mi demedim üşenmedim
Önce yalnızlığını paylaştım
Sonra kısa olan ayağına çare oldum




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!