Yine rıhtımda yapayalnız ağlıyordu
Yetim martılar gibi çaresizdi ümitleri
Yine ayrılık acısı yüreğini dağlıyordu
Yine kirpiklerini nemlendiriyordu gözleri…
Tutamıyordu bu amansız derdi sinesinde,
Her sokağı süslüyor hayalin, her yağmur damlası ürkek hayalini aksettiriyor gönül mihrabıma… Sokaklarda insanlar elendikçe daha da büyüyor hayalin ve düşüyorsun müzmin bir hastalığa yakalanmış gibi kollarıma…
Sokak lambalarına tebessümün kazınıyor, sonbaharın yapraklarında savruluyor tenin… Seni bulmak isteyince her kaldırımda, ürkek bir güvercin kalbi gibi titriyor ellerin…
Dudağında gülkurularından örülmüş bir tebessüm, yanağına buse konduramayacak kadar çaresiz rüzgâr… Ve senin sesini kaybetmemek için, feryatlarını içine gömüyor martılar...
… Demişlerdi ona “Ak güvercin kara haber getirdi, Yârinin kısa ömrü elendi…”
Yaralıydı genç, bu haber yıkmıştı can evini… Sarmıştı ümidinin kollarına, içinde titreyen kederini…
Susuyordu genç, dört bir yanı matem sarılı… İlerliyordu pervasız adımlarla, mazgallarında ümit kazılı… Korkuyordu, içi titriyordu; bakışları çaresiz… Adımları üşüyordu, yine de ilerliyordu, ümidi metanetsiz.
İçinde duayla yeşeriyordu can veren ümidi, yârinin zülfünde gizliydi hayatının kaderi…
İlerliyordu musalla taşının yanına; titriyordu elleri, Etrafındakiler dedikçe “işte o” diye, “susun” diyordu, “benden başkası bilemez yârimi! ”
Minik bir güvercin kalbi gibi titriyordu sinesinde elleri, denedi, lakin kaldıramadı ilkinde beyaz kefeni… Sarsılmıştı, bu an yıkabilirdi onu, ateş parçasına dönen elleriyle ovdu boynunu… Bakmalıydı artık, inanmamalıydı “öldü! ” diyenlere, lakin uçup gitmişti cesareti, onu bulduğu yere… Kapattı gözlerini, kubbelerde yankılanıyordu salalar, dinmişti bir an olsun aklındaki kâbus dolu rüyalar…
Kaldırabilir mi bu yükü heyecanla çarpan kalbim,
Gözbebeklerin gözlerime değince
Gözyaşlarımı hissedebilir mi gözlerin,
Bir damlası dudaklarımdan süzülünce.
Cennete düşen ilk damla gibi gözlerin,
Bir gün çıkıp bana geleceksin; ağlamaklı
Saçlarından yıldızlar tel tel dökülmüş olacak.
Yırtmış olacaksın gururundan ördüğün ağı,
Gözlerindeki ırmaklar aniden çağlayacak.
Yavaşça, sessizce gireceksin aralanmış kapıdan,
Sen gidiyorsun şimdi
Beni yalnız bırakarak
Gözlerindeki,
Nemli umudu bir köşeye
Atarak…
Gidiyorsun ardına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!