Ahmet BULGAY Kimdir?
Doğum tarihim muallakta. Rivayete göre 1988’in Mayısında doğmuşum. Nüfusa 1987 1 Eylül diye kaydettirmişler…
Oldukça geç başlayan öğrencilik serüvenim 2009’da Iğdır İmkb Anadolu Lisesinden, 2013’te ise Yüzüncü yıl Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümünden mezun olmamla son buldu.
2014 yazında evlendim.
Biraz deniz, biraz yaz sıcağı; mekân şimdilik Van Erciş…
Şiirlerim çeşitli dergilerde yayımlandı.
Şubat 2015’te ilk şiir kitabım olan Uyku Hali yayımlandı.
Şimdi uykusuzluk vakitlerindeyim
geceme karışan her ten gibi
bölünüyorum dört bir parça,
bir sen bir ben, bir sen bir ben diye
ayrılıyorum sağa sola...
Afedersin diyorum, bir bakar misin
Bak karşımdasın
Yani biliyorum ki ordasın
Uzatsam elimi, tenine değecek,
Sürsem yaşına yaşımı
Kendimi sen etsem
Biliyorum ki dineceksin...
ŞAH:
Menem cihan, kime nesi
Güler Taçlım, gelir sesi
Bir güzele bakma ilan
Men cihanım diyen nesi?
Durmadan akan bir yaz sıcağı
Serininden bizim ince dere
Bir de sizin o küçük pencere,
Böyle olmalı diyordun hayat
Al işte sana
Bak seninki hepsinden de bayat...
Ve göçük altındaysan,
Ne kimse sen, ne kimsesin.
Dar gelirken sana nefes,
Ten de sen, can da sensin.
Sesimi duyan var mı? çığlıklarına
Sessiz bir ölümdür sesin...
Köşeden kıyıdan
tut beni kanatlarımdan
düşersem sonsuzluğuna kaybolurum.
önümde iki 21'lik
sağımda bir 56'lik
solumda sen,
bir adam görmek
köşebaşında
yağmurlu bir serçe kanadı altında
öylece uyuyan bir adam görmek,
sonra
sonra delikli uykular getirmek en uzak.
Ey yalan b/atmış gözlerdeki son iz
Ey bensiz ezgiler ç/alan s/onsuz g/iz
Söyle şimdi bana söyle
Nerde hani birlikte doğduğumuz deniz
Hangi kalpte, kiminleyiz...
düşünceli gördüm seni dostum
gözlerini dikmiş havaya
beni mi izliyorsun?
Karmaşıksın galiba biraz
bir kaşın havada
diğeri yerde
Dışarda, güzel yağan bu yağmur altında ince ince ıslanmak ve yürümek kaldırım boyunca tüm şehri, ne güzel!
Dışarda hafif yağan bu yağmur altında tir tir titremek ve laf atmak yol boyu uzanmış kestane ağaçlarına, ne güzel!
Dışarda bir yağmur ve ne güzel izlemek ıslanmışlığı, kurudan yaşlanmışlığı ve soğuk saat ayarının en ücra köşesinde demlenmek!
E L İ F
Aklımı fikrimi, bozup da gittin;
Sanki gidişinle, kâr ettin Elif.
Olanca sırrımı çözüp de gittin,
Şu ciğer pâremi, pâr ettin Elif.
Alazken harlandım, ateş misâli.
Küsmüş her yanına tek taş misâli.
Bıraktığın derdin var mı emsâli?
Dünyayı başıma dar ...