Ahmet Bozdağ Şiirleri - Şair Ahmet Bozdağ

0

TAKİPÇİ

1994 yılında Çorum'un Alaca ilçesinde doğdu. Selçuk Üniversitesi Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği bölümü mezunu. Şuan aktif olarak seslendirme sanatçılığı yapıyor.

Ahmet Bozdağ

Ben seni toprağıma ekmek isterdim,
Yağmurlarla sulamak köklerini,
Birkaç damla gözyaşımdan da katardım belki.
Ki sen yağmuru ne çok seversin,
Toprağımda ne güzel yeşillenirsin.
Ne bilirsin belki kuraklık vakti olurdu,

Devamını Oku
Ahmet Bozdağ

Bugün bayram ve ben Maraş’ta bir çocuğum…
İki ay oldu annemi kaybedeli, babam ondan on gün önce göçmüştü çoktan.
Annemi ve babamı sekizinci günde çıkartmışlardı. Bana madenci amca anlattı, babam annemin kollarında gülümseyerek ölmüş. Onu ne çok severdi, kim bilir onun kollarında ne kadar huzurlu kapattı gözlerini. Ben de sonradan gördüm, hala o kollarda yatıyormuş gibi gülümsüyordu kefene koyulurken.
Annem nefes alıyordu hala ama gözlerinin altı morarmış, yüzünde garip bir hüzün ve kısık gözlerle, sanki canım oğlum der gibi bakıyordu bana. Saçları simsiyahtı annemin, böyle karanlıkta kaldığında siyaha aşık olur ya insan. Gözlerinin tek sırdaşı o zifiri karanlıktır ya ve dünyanın en güzel rengi gibi gelir siyah… İşte annemin öyle aşık olunası saçları vardı. Sedyede götürürlerken elimi tuttuğu an gördüm, beyazlar düşmüştü güzelim saçlarına. Ben annemle konuşmayı çok istedim ama doktor amcalar annemin ağzına büyük bir şey takmışlardı.
Ben ‘anne ben çok korktum biliyor musun?’ dedim, annem ses vermedi.
‘Anne seni çok özledim biliyor musun?’ dedim, annem ses vermedi.

Devamını Oku
Ahmet Bozdağ

Yıkılan şehirler içinde çocuk olmak ne zordu kim bilir,
Toz duman içinde kalmışsa gözlerin, betonlar çöreklenmişse üstüne üstüne, kolonlar dev mezarlar gibi gülümserken gözlerinin içine, oyunlar oynamak için sebebin olabilir miydi hiç?
Gerçi çocuk olmak hangi devirde kolaydı diye de sorarlar adama.
Cengizhan’dan bu yana yani milenyuma kadar dünyanın unutulmuş bölgelerinde, görülmeyen, duyulmayan, sırt dönülen bölgelerinde çocuk olmak ne zordu!
Asya’nın en büyük esir kamplarından, Asya’nın radyasyon kokan ırmaklarından, Çernobil kıyılarına kadar hayaller bile kurulamıyordu.
Oysa düşünceler ta Amerikan kıtasına ulaşacak güçteydi.

Devamını Oku