İki bin onaltının onbeş temmuzu
Ülkeme üşüşmüştü fetö domuzu
Kurşun atanların dönmüştü gözü
Ömer’ime sıkıldı yirmi dokuzu
Acılarımda usludur benim
Sadece kendine zarar verir
Kendi içinde yaşar ve ölür
Sonra bir yenisi çıkagelir...
Anlatamamak benim hatam,
Anlayamamak senin hatan,
Anlaşamamak ikimizin hatası,
Anlaşılmamak hepimizin hatasıdır !
Selâm verdim Sivaslı Yiğido Gardaş'a
Misafir olduk biz Erzurum'da Dadaş'a
İnsan uğramaz mı Elazığlı Gakkoş'a
Hem Antebe aşığım hem de Maraş'a
Meyletme dünyaya gelecek sonu,
Küpe olsun kulağına unutma bunu,
Azrail tatlı canını alacağı günü,
Gördüğünde beni anlayacaksın...!
Alamadım dünyadan ne haz ne de bir tat,
Yaşamak dedikleri bu mu,bu mudur hayat ?
Ne lüks bir kat isterim nede lüks bir yat,
Beni biriciğime,beni kardeşime götürün...!
Bilmiyorum hangi andayım
Yakazadamı Araf'tamıyım
Rabbim gönlümü genişlet
Hiç olmadığım kadar dardayım !
Bir yer var mı bildiğiniz dertten kederden uzak ?
Zalimin mazlumu ezmediği yer bize çok mu Irak ?
Çocukların ölmediği,öldürülmediği bir yer...
Sahi yok mu dostlar yeryüzünde böyle bir durak ?
Kışın soğuğunda ölüm yazın ise sıcak ve kurak
Biz savaş zamanı asker,
Dava zamanı nefer,
Edebiyat zamanı
Şair ve yazarız !
Aynı dünya da yaşayan,
Ayrı okyanuslarda yüzen,
Vurgun yemiş üç yaralı yunus...
Kenetlenmiştik birbirimize,
Hayallerimizin peşinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!