Bende bir katilim aslında
Bilmezsiniz kaç şiir öldürdüm aklımda
Kim bilir kaç insan gömdüm kalbimin boşluklarına
Su vermedim mesela kuruyan ağaçlara
Bende bir katilim aslında
Öyle güzel anlatırdı ki derdini Berduş
Duyanların hepsi kulak kesilirdi
Büyük bir içtenlik ve hüzün sezilirdi
Yamalı ceplerinde şiirler biriktirirdi
Mektep yüzü görmemiş buna oldukça içerlemiş
Arınmış şehrin pisliğinden
İnsanlığın iğrençliğinden
Bir kadının bacağı geçiyor gözlerinin
Önünden
Kayıtsız kaldı göz bebekleri sanırım bu ilk sefer
Adam garipsemedi ve kendiyle olan münazarasına geri döndü
Titrek bir ses kırklarında kapıda
Masalar sandalyeler etrafta
İnanç bu esnada önünde gümüş bir tabakta
Dayanağı olsa da dayanamaz insan bu ne de olsa
Yaşlı bir çift göz çıkar karşısına ve o titrek sesli adam yine yine sığınır tanrısına
Kimse bilmiyordu tanrısının adını,
Kendisi de biliyor muydu emin değilim.
Belki de inandığı bir tanrı bile yoktu.
Hayatın kendine verdiği patavatsızlıkla öylece dikiliyordu.
Yaşamak onun için bir külfet, bir eziyet.
Doğanın tınıları, yüreğinde pislikleri süzen bir süzgeç.
Birkaç hüzünlü şiir ezberimde
Üzgünüm daha fazlası yok bende
Dünyaya dair hırslarınız garip bence
Anlamlandıramadığım kör bir bilmece
Karanlık zihinleri gördüm ve bağırdım
Sesim yalnızca cılızlığıyla yüzleşti
İyilik güzellik merhamet ve hoşgörü
Sadece dillerinde gezen söylemlerdi
Zihinleri kirli ve terbiye edilemezdi
Ölmeyi başaramadın gitti
Yazık oldu bak Vedat'a
Bir çiçek büyüdü kabrinde kendiliğinden
Acı bir ders verip gitti oğlun elinden
Koca bir yalanla geçti ömrüm
Sanırdım ki cennette günüm gün
Ne zaman ki sorguladım seni
Tabularım artık komik bir trajedi
İnancım gölgelemiş zihnimi yıllardır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!