Yalnızlık kapını bir gün çalınca
Su içinde akan, suyu anlarsın
Bir boşluk kalbini ok gibi yarınca
Nefesi kesilen şehri anlarsın!
Mutluluk kalbini ıskalayınca
Biliyorum sen de
Büyük korku ensende
Acıdan ibaret;
Kan gibi süzülüyorsun.
Her seher vaktinde;
Atalar yolunda kılıç kuşanıp
Denizler deryalar aşabiliriz
Küheylan misali göğe şahlanıp
Kıtalar boyunca coşabiliriz!
Afrika yurdunda ezan okuyup
Düşmanla dost olan kansız hainden
Doğmamış yetimler hesap soracak
Vefasız,hayırsız, iki yüzlüden
Şehitler, gaziler hesap soracak!
Yeniden kalkacak düştüğü yerden
Öyle mahzun durma eğme başını
Dünyaya cepheli kavgan var senin
Terkedip gitsede bütün dostların
Bir yolun,bir başın, davan var senin
Silkinip yerinden ufka bak bir kez
Hüzünlü bir türkü, birazda tütün
Bütün şehir sus pus her yanım gurbet
Her parça kendince ayrı bir bütün
Dayan gönlüm dayan az daha sabret
Bir ufuk doğacak hüznün kalbinden
Doksan dokuz kilit içinde mahpus,
Boynu bükük mahzun,mükedder Kudüs,
İzliyor bir ümmet korkakça sus pus!
Ağlayıp sızlamak, nafile artık.
Bilmem kaç asırdır, uykuda kalpler,
Bakışında rahmânın mülkünden bir sır
Hasretine koyupta yakma beni sâki.
Yürüdüğün her sokak,göğe giden bir sınır
Bir görünüp bin gidişle yıkma beni sâki.
Medet diler aşığın, dertli kapından
Dinermi ızdırabım, kapım çalarmı?
Su üstünde beton evler gibiyim
Çözülürmü bu sır,perde inermi?
Ayağından zincirli devler gibiyim.
Kınını katleder keskin kılıçlar
Gözlerin bir sırrın sonsuz mabedi
Sen hiç kurulmamış hayal gibisin
İpleri çözülmüş bir gemi gibi
Denizi dalgaya katar gibisin
Ayak bastığın yer ne kadar şanslı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!