Ey durmadan, usanmadan feryâ figâ eden gönlüm.
Ey fırtınaların koptuğu, Ey benliğimi kaybettiğim, Ey kendimi kaybettiğim diyârım
Hiç bıkıp usanmaz mısın? Yorulmaz mısın bu çarpışmalardan?
Ey gönlüm, Ey nefsim, hatırla! Vücuda geldiğin hali ve gideceğin son mertebeyi!
Ey kendi önünü bilemeyen göremeyen kibrim..
Evvel vermiş idik birkaç söz,
Miskinliği, çiğliği aşmak idi maksat,
İlmi-i talep eyleyip, ebediyete varmak,
Bu taşlı yolda, tek başımıza ilerlemek.
Lâkin biz, olacaklardan bi’ habermişiz meğer,
Biz, kaderin önüne geçeriz sanmış idik,
Ben bir hiçim,
Hiç var olmamış ve de düşünmemiş gibi,
Söz söylememiş gibi,
Ruhsuz bir insan gibi,
Unutulanlar gibi,
Var mıyım yok muyum?
Dostluktur çıkarın ve iki yüzlülüğün adı...
İşleri düşünce peşinden it gibi koşarlar,
Canları sıkılınca da bir paçavra gibi fırlatırlar,
Dost denilen çıkarcı, iki yüzlü, insanlar!
Derdim var der, derdine koşarsın,
Uzanmışım çimenlerin üzerine,
Uçsuz bucaksız denizi izliyorum.
Güneşi, ağaçları, gökyüzünü ,
Her kişioğlu bir dert sahibi.
Herkesin var bir sıkıntısı,
Her sıkıntının var bir çâresi,
Uzanmışım çimenlerin üzerine,
Uzun düşünceler içerisindeyim,
Gene ataları düşlerken daldım geçmişe,
Her kişioğlu bir amaç için yaratılmış,
Atalar iz bırakarak göçmüş bu kervandan,
Bizimde iz bırakmamız lazım gelir sonraki kuşaklara,
Sanayi yokuşu pek yaman
Es deli rüzgar, savur saçlarımı
Asfalt pek dolu saman
Es deli rüzgar, savur anıları
Upuzun sokak ortasında yürüyorum,
Gülpembe, kanın yere düşsede
Evlatlar sahipsiz kalsa da
Analar evlatsız kalsada
Sen yinede gülpembe!
Sahi niçin can verilir gülpembe?
Gün geçmiyor kalbim seni aramadan,
Ecel yaklaşıyor ruhum huzura kavuşmadan,
Ânım geçmiyor seni düşünmeden
Ol hakkın divanına varınca ne edeceksin?
Çok yorgunum ve de kızgınım..
Hayatın acımasızlığı ile kavgalıyım,
Hayata aldananlarla hasımım,
Hayata yenik düşenlere acıyorum..
Aradığını bulanlara imreniyorum..
Kendime kızıyorum..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!