Ölü bir ağaç gövdesine sığınmak gibiydi hüzün;
Dışında ilkbahar, içinde çürük nemli yıllar.
Kasvetten kurtçuklar kemirmiş dört bir yanını,
Her yanı delik deşik olmuş, kaburganın tam sol tarafının.
Hayat denilen rüzgar, kökünden sökmek istercesine yıllar alır götürür ömründen.
Sen ayakta durmaya çalışırsın bir nebze mutluluk için.
Ciğerlerine sıkışır kalır, hiç samimi olmamış tebessümün.
Yalnızlığın sırılsıklam hissi akar yanaklarından.
Kuru kalabalığının içinde boğulursun sessizlikten.
Aldığın her nefes en acı çığlığındır, kimse duymaz, farketmez.
Sıkıştığın etten kemikten hapishanede yok olursun.
Çevrende akan dünya bi haberdir sensizlikten.
Umursanmazsın, bir karınca misali ilk yağmur damlasına hapolursun.
Gökyüzü artık sığmaz bedenine, kahrolursun.
Kaçmakta bulursun çareyi;
Mehtabından, yıldızlarından, gününü aydınlatan güneşinden.
Kaçamazsın. bedenine işlemiş o soğuk histe kaybolursun.
Adım attığın sahte dünya silkenip durur, hissizliğinin büyüdüğü boşluğa düş diye.
Sen bir çift ilkbahar mevsimine tutunursun.
Ahmak ıslatan bir ürperti hasıl olur bedenine.
Bugüne, yarına, hiç varolmamış tebessümlerine mağlup olursun.
Kayıt Tarihi : 15.9.2019 15:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!