AHLAT AĞACI
Ahlatlı tepenin başında,
Gördüğümde yapayalnızdı.
Kutup yıldızı gibi,
Köyün kuzeyinde, tepedeydi yeri.
Tek başına mağrur ve yorgundu.
Kimbilir neler görmüş,
Neler yasamıştı
Doğduğundan ölümüne kadar
Mehtaplı gecelerde,
Yildızların altında uyudun,
Ekin sesi, kaval sesi, kuş sesi,
Aşk türküleriyle büyüdün.
Uzun kış gecelerinde,
Dallarının arasında uğuldayarak geçen,
Rüzgar, kar, fırtına.
Yaz mevsiminde,
Koca gövden ve dallarınla,
Dinlenen ırgatlara, çobanlara gölgelik,
Kuşlara ev sahipliği yapardın.
Biz çocuklara, dalında kalan,
Son meyveni almak için tırmanan,
Düşürmek için taşlanandın.
Son gördüğümde,
Kocaman gövdesinin üstünde,
Yaralanmış, kurumuş dalları,
Kendisini hic terk etmeyen,
Vefalı kuş dostları vardı
Artık yoksun! Kimse gelmeyecek,
Görenler bilir sani,
Bilenlerde bir bir azalacak.
Gören ve anlatan da olmasa,
Orada yaşadığını kimseler bilmeyecek.
Sensiz çok ıssız kaldı buralar,
Aradım senden arta kalan,
Bir iz, bir belirti ve hatıralar.
Bulduğum sadece,
Köklerinin olduğu yerde,
Küçük bir çukur,
Birkaç kırık dal parçası.
Gölgende oturduğumuz taşı,
Anılar ve bir damla göz yaşı.
M. Tatlıpınar
12.12.2023 İstanbul
Mahmut Tatlıpınar
Kayıt Tarihi : 18.1.2024 16:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çocuklugumda hatırası olan, artik yok olan bir ağacın hikayesi.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!