gelincikleriyle kanayan papatya tarlası gönlüm
zehirini segaha döken güftelerden öğrendim ben dilimi
bir çift beyaz pabuca altı yıl sürgün kaldım
bir boşnak bıçağına yirmi yıldır mahkumum
her bahar yakuti bir gül düşer boynumdan avucuma
ablamın ergenliğini damlar her vişne dalı
neylersin ki yüreğim yaşlı bir serçe kuşu
ko şu ahlat ağacını engin gökyüzü edinsin
20.03.2010 - Çorlu
Avni ÇakarKayıt Tarihi : 5.4.2010 15:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

ikisinden de divan lezzeti damlıyor üstelik..merhaba demiş olalım bu vesileyle şiire
....
Koyverin matemi tasvire çengiyle köçek çullanadursun
Her yanlışı yeşeren dal fışkıran otla kapatsak n'olur
Ağlayış buldu eşin neydi adı ko bahar coşkusu olsun
Yüze vurmaz artık elem yapışır âdeme göğsünde solur
kitâbe
Bende mevsim denilen üftâdelerin yardığı yer apaçık
Esebilsin sevgililer diyerek cân içre dünden hazırım
Korkarım kalmazsa sevişmekten bir yangılı yer ya da sıyrık
Ömrüm fenâlıklara kayıp ağulanmazsa ben ne yaparım
İsmet Özel- mevsimlerin insana yaptığı fenalıklar şiirinden...
'Bir şeyler aksıyor', evet, bu nedenle ben hala şiirle cebelleşiyorum.
'Keşke bir kaz daha kendi kendine okusaydı şair' (!) Emin olun kendi kendime, kendi içimde ve kendimden dışarıda çok okudum...
Ve son olarak; okuyan kadar yazan da aksayan şeyin ne olduğunu çıkaramadığı için bu satırlar şiir oldu değerli arkadaş... Saygı ve selam ile...
TÜM YORUMLAR (4)