Ahlak ve eşitlik
“Kibar konuşuyordu, efendi görünümlüydü. Bu hareketi ondan beklemiyordum…” Diye başlayan cümleler, önyargılı bir iyimserlik anlayışının ürünü. Eskilerde “Hal ilmi” vardı. Muhatabını hal ve tavırlarından bilme. Günümüzde bu feraset kayboldu. Ayakların baş, başların ayak olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu yüzden iyi-kötü kolay ayırt edilemiyor. Aylar yıllar gerekiyor bir insanı tanımak için. Yine de gerçek dost ile olmayan tam belli olmuyor. Gerçek dostumuza bazen hak ettiği güveni gösteremiyoruz. Sütten ağızlar yanmış… “Yanında çalıştığı insanın kalitesine, çalışkanlığına falan aldırmadan sadece onunla iki kolu, iki bacağı var diye kendisini eşitleyen…” Eşitlik kavramı yanlış algılanıyor. İnsanlar hak ve özgürlüklerde tabiî ki eşit. Bilenlerle bilmeyenler de aynı değil.
İnsanları yüzeysel olarak eşitlemeye kalkışmamalı. Toplumsal hayat felç olur. Yöneticinin sözü geçmez, çalışan asi olur. İnsanlar farklı yetenek ve mizaçta yaratılmış olduğundan; eşitlik sağlamak adına, yetenekli olanları köreltmemeli. Toplumun ilerlemesi için, şevk ile çalışmaya ihtiyaç var. Çalışanla-çalışmayanı, yetenekli olanla beceriksizi ayıramayan toplumlar; gelişme yolunu tıkamış olur.
“İnsan kalitesi” en temel problemimiz. Kaliteli insan kimdir? İyi eğitim görmüş, güzel giyinen ve konuşan mı! ? İyi insan, bulunduğu sosyal statünün hakkını verendir. İyi öğretmen, iyi polis, iyi kapıcı, iyi idareci, iyi yazar, iyi garson, iyi mühendis, iyi doktor, iyi imam, iyi tezgâhtar, iyi çöpçü, vb.
En büyük yanlış, iyilik kavramı ile toplumsal statüyü karıştırmak. “Koskoca Doktor ahlaksızlık mı yapacak; hastası olan sıradan vatandaş yalan söylüyordur.” Önyargısı ile hareket edenler az değil.
İnsanlar mabudiyet (Kulluk) noktasında Yaratıcı huzurunda eşit; mahlukiyet noktasında ise kendi aralarında eşittir. Sosyal statü, sadece iş taksimi ve idare içindir. Yeteneklerin verimli kullanımı içindir.
Saygılarımla.
Ahmet Bektaş
Ahmet BektaşKayıt Tarihi : 19.12.2006 11:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tam isabetli söz Yüreğin dert görmesin.
tebrikler...
İnsanları yüzeysel olarak eşitlemeye kalkışmamalı. Toplumsal hayat felç olur. Yöneticinin sözü geçmez, çalışan asi olur. İnsanlar farklı yetenek ve mizaçta yaratılmış olduğundan; eşitlik sağlamak adına, yetenekli olanları köreltmemeli. Toplumun ilerlemesi için, şevk ile çalışmaya ihtiyaç var. Çalışanla-çalışmayanı, yetenekli olanla beceriksizi ayıramayan toplumlar; gelişme yolunu tıkamış olur.
Bu bölümü ayırdım çünkü bu yazı üzerine yorum yapacağım
İnsanların ruhunda her zaman yatkın olduğu bir beceri kabiliyeti vardır .
kim hangi beceriye yatkınsa bu alandan kendini geliştirmesi ve toplumunda buna sahip çıkması gerekir
bir örnek vereceğim tanıdığım bir ailenin oğlu okumadı Lise 2.sınıfta okulu bıraktı ne yaptılarsa fayda etmedi
çocukta şiir yazma ve resim yapma kabiliyeti süper ben bunun farkına vardım bu çocuk hem okumalı hem bu yöndeki becerilerini geliştirmeli ama nasıl...
ne yazikki ne aile çocuğu anlıyor ne çocuk ailesini
şu an çocuğun ömrü cafelerde geçiyor ailede isyanlarda ... bu yalnız bir örnek
Öyle bir toplum olmalıyizki yer yüzündeki her insan severek yapacağı bir işle uğraşmalı aynı zamanda bu çalışma alanı içinde geçerli eleman mutlu severek ve isteyerek zevk aldığı bir işi yaparsa
hem işyerine hem topluma hemde kendine yararlı olmuş olur
Benim her zaman savunduğum kişi ne iş yaparsa yapsın önce moreli yüksek olacak kendi yaptığı işi benimseyecekki etrafına faydası dokunsun
ama malesef bazı yöneticilerimiz bunu sert bir oterite ile sağlıyorlar
oterite olmalı ama tatlı bir oterite ....
bende konuyu aldım gittim biryerlere
Ahmet bey yüreğine sağlık
selamlarımla
TÜM YORUMLAR (3)