Değdiğim taşlar bilir
Hangi dağda bir köz olduğumu
Onca yıldır besler yüreğim
Kendini, ağzında kordan aşklar ile
Susamak ki, belinde taşıdığı
Tenha bir yaşamda görücüdür.
Ah benim bulutlanan akşam üstlerim,
Ellerimle örülü tuttuğum uzağım,
Gece sancılarından kalma sabahın dörtleri,
Nice zamandan beridir ki
Şahittir içinde kaldığım kül
Terlettiğim yol
Sardığım ve ömrüme tuttuğum kakül…
Yandığım yerden kavim eyledim
Değdim dediğim ve okuduğum taşlar
Bir ateş ki, üçlenmiş yara
Kahrım; vakitlerden çok sonra gelme
Bir dudakta can tutan bir alev,
Yüreğimin çiğ tutmuş öpücüğü
“dişlerimden öp
İçimde bir utanç var” dediğim
Dilimin küfründen
Tenime ilaç yapan kadın
Zaman
Ve
Ahker
Zaman; ördüğüm duvarların harcı
Kaç gölgedir sığdırdın
Eteklerinde, onca erkek kaldım
Ufaldım sabahlarının bütününde
Dörtlerim, düşlerimin kadınına döndü
Yani ahker
Dirim ve bereket
Taşta tutuşan ateş
Kaldığım suret
Aktığım şehvet
Tuttuğum ömrüm
Ahker; yeniden adını koyduğum ve külden taştığım,
Kekeme topraktan içine çekip yeniden dirilten
Sancısız doğum
Ahker; zaman ve kahrın ayaklarını küle bulaştırmış
Secdesine kıvılcım tutmuş kıble.
Kayıt Tarihi : 7.2.2009 11:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!