Ahkam Kesme!
Bir konu hakkında ahkam kesmek için o durum yaşanmalı değil mi? İnsan yaşamadığı konu hakkında duyduklarıyla ahkam kesmemeli! İnsan duyduklarını da yazabilir, söyleyebilir ama bunu da tırnak içi olarak ifade eder! Bizzat bildiğini, yaşadığını, şahit olduğunu gerçekten bilinçli olarak söyleyebilir, yazabilir! Bu nedenle ahret ve ölüm konusunda kesilen ahkamların sadece inanç olarak bir değeri olabilir! "Ölmeden önce ölmek-dirilmek! " ve "Ahrete gidip-gelmek! " gerekir bu konuda ahkam kesmek için!
Bu konularda yazılanlara bakın, tamamı başkalarının deneyimlerinin nakledilmesinden öte geçmiyor! Başkalarının deneyimlerini de önemsemek gerekir ama kişi bizzat kendi deneyimlememişse hepsi inanç ekseninde kalacaktır! Bilinç olması deneyimle mümkün! Kişinin deneyimini aktarması ya da başkasının deneyimini aktarması ikinci el bilgi kapsamındadır!
İnanmak ile bilmek arasındaki çizgiye işaret etmek isterim; inanmak, bilmeye yol gösterir! Neyi bileceğini insan inançla hedefler! Bir mağarada hazine olduğuna inanmayan o mağarada hazine aramaz! Her arayan da hazineyi bulmaz! Hazinenin varlığına inanmak, aramayı tetikler, bulmak ise inanç aşamasının bitmesi bilinç aşamasının başlaması demektir! Bulamamak da bir nevi bilinçtir! Yani mağarada hazine olduğuna inanan kişiler açısından durum şudur! Mağarada hazineyi bulan, artık inanmaz; bilir! Mağarada hazine bulamayan da orada hazine olmadığına inanmaz; o da hazine olmadığını bilir! Bir de mağarada hazine olup olmadığını önemsemeyenler vardır! Yani onlar, “Mağarada hazine var! ” ya da “Mağarada hazine yok! ” açısından bir inancı gerekli görmezler! "Var ise meraklısı gidip alsın! " der! "Yok ise arayan boşa arasın, beni mağarada hazine aramaya çağırmasın yeterlidir! " diyebilir!
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta