Ahit Sarkacı Şiiri - Turgay Adlım

Turgay Adlım
37

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ahit Sarkacı

Ezel'de unuttuğum yeminin pasıdır zaman,
Ben, o ahdin gölgesinde sürgün edilmiş ruh.
İçimdeki perdeyi yırtan o ilk çığlık—
Hatırlanan yeminin sancısıdır—
Ve Arş'ın kapıları bu sızıyla gıcırdar.

Yıldızların yönünü şaşırdığı bu sürgün şehirde,
Silinmiş kader levhalarında ararım adımı.
Akrebi ve yelkovanı O’na adanmış saatler
Yüzüme haykırır bu fani gurbetin büyük yalanını.

Hafızam, Levh-i Mahfûz’dan düşmüş kilitli bir sandıktır;
İçinde cennetten kalma bir gülüş, mühürlenmiş bir veda.
Anahtarı, O’na “evet” diyen ruhumda kayıp,
Parmak uçlarıma bulaşır arada bir o ilk günün ışığı.

Gözlerime çöken her dünya, isli bir sürgün ağıdıdır…
Fakat bir yerde, derinde,
Kalbimde ilahi bir devrim başlar.
Küllere karışmış o kutsal fısıltılar
Yeniden çağırır beni O’na.

Mademki bu ahit yüklenmiş omuzlarıma,
Mürekkebim, kurumuş cennet nehirlerinin yatağıdır;
Ben her harfi, O’na adanmış canımdan çekerim.
Bu yüzden her dize bir kurban duasıdır,
Bu yüzden dokunan her ruh, kendi ezelini hatırlar.

Kelimelerim, o ilk yangından kaçırılmış kıvılcımlardır;
Bu zifiri gurbete saplanmış birer kutup yıldızı.
Her kaybolmuş can, o cılız ışıkta
Kendi unutulmuş yeminini, kendi ilahi trajedisini okur.

Artık bilirim yağmurun camdaki yazısını,
Her vapur düdüğünün o ebedî vedayı anlattığını.
Çatlamış bir kaldırım taşında, Arş’a uzanan bir çatlağı görürüm.
Güzellik, artık O’nu hatırlatan her yaradadır benim için.

Turgay Adlım
Kayıt Tarihi : 14.6.2025 00:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!