Köyümüzün en güzel kızlarından olup, daha onaltı yaşlarındayken benden dört yaş küçük tek kardeşimle anlaşmaya başladılar. Heriki ailenin de uygun bulmasıyla nişanlanıp, kardeşim askere gitmeden de evlendiler.
Daha birbirlerine doymadan kardeşimi askere gönderip, anamlarla yaşamaya başladı. Yaşı küçük olmasına rağmen öyle becerikliydi ki; hayvanları da olan köyevinin her işini bitirdikten sonra da bağ bahçe işleriyle uğraşıp, üstelik bir de benim kızıma baktı.
O zamanlar bebekler için hazır birşey bulunmaz da herşeyi kendimiz hazırlandık.
Mendil, kundak, bebek bezi gibi şeylerin hepsinin kenarlarına tığ işi yaptı, sırtına bindirip gezdirdi, tuvalet eğitimi verdi, yedirdi, içirdi...Anlayacağınız, bir tek doğurmadığı kaldı.
Kardeşim askerden gelip de üç sene geçinceye kadar hamile kalmayınca ailelerde bir telaştır başladı, "tek oğlumuzun ocağını tüttüren olmayacak "düşüncesiyle hacı, hoca, yatır, doktor... demeyip gezdirmeye başladılar.
Tavsiye üzerine Salihli'de bir doktora götürüldüğünde ben de vardım. Doktor bey muayene ettikten sonra rahiminin çok küçük olduğunu, kendisine çok gidip geleceğimizi söyleyerek ilaçlar yazdı.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta