Küpeştesi yana yatmış bir teknenin
Akdeniz'e yönelir rotası.
İskenderiye'nin eski limanında
ağır ağır çekilirken halatlar,
bembeyaz dişleriyle sırıtan
üç-beş donsuz balıkçı çocuğunun
elleri sallanır havada.
Gidenlerin yolculuğuna katılır sevinçleri..
Bir gizem alır ortalığı,
Sanki Kleopatra'nın ruhu dolaşır..
Bir de;
Yemyeşil gözlü çingene bir dilberin
kışkırıcı bakışları ile
ellerinin içinde okunan ellerim,
Efsanevi Bir Aşkın çizgileri olur;
rotasız, pusulasız
Mezopotamya' ya takılır gezgin yüreğim.
Kızgın bir kum tanesi olur,
kısrak olur,
kırbaç olur..
Güvertenin kirli ıslak zemininde
yağlı halatların kümesine sırtını dayamış;
hepsinden birinin,
daldığı ufkun alaca karanlığında,
kara gözlerini gölgeleyen uzun kirpikleri titrer.
Güneşin her sancılı doğuşunda
bir- bir sayılır gurbetin acısı.
Yağ kokuları, yosun kokularına karışır.
Engin denizlerde salamur olur duyguları..
Asla, birden- bir eksik olmaz!
Hep, artan günler
titretir yalnızlığını.
' Urfalı'yım Ezelden ' türküsü
söylenmeye başlar bir yerlerden.
Ezelden Urfalı birinin
yüksek oktavlı sesinden.
Gün,
esmer derileri meşin bir kırbaç gibi dağlar.
Çoktan kaşarlanmış tenlerin üzerlerinde,
ışığın degil de,
gurbetin sancısı yanar.
Doksandokuzluk bir tesbihi çeker gibi
yaralı ellerden hiç eksilmeyen
ağların ilmikleri;
kare kare açılan film şeritleri olur,
siyah- beyaz geçer gözlerinin önünden.
Analarının aşı-çorbası,
sevgililerinin düğün çalgısı olur.
Acı olur,
yanık olur..
Henüz analarının rahimlerinde;
örflerin, adetlerin
ve adaletsiz yönetimlerin
benliklerini çaldıkları bir
dünyaya doğup da,
bunların irdeleyicileri olan masum beyinlerinde
Tanrının Öz Kullarını üveyleştirenlere,
kardeş kanı ile döner
kuşatılmış atar damarları.
Yalçın ve bereketsiz
ürkütücü ve çorak,
sahte bir sıcaklık olur yüreklerde.
Sevgisizliklerinin
terk edilmişliklerinin gözyaşları;
Fırat' ın ve Dicle 'nin yangın sularında
kum olur,
çakıl taşı olur..
Kıskançtır sevgisi bu yüzden.
Hassas olur,
yüce olur..
Yüzbinlerce yıldır sevişmeye hasret,
aşkın ve özlemin
zevkini pompalayan
acı çığlıklarıyla;
kıvrak bedenlerde,
vahşi olur,
sert olur..
Ahh! .. Deniz feneri olur gözlerin..
Yüreğim Nemrut 'a demir atar.
Türkülerin rüzgarları karşılar yakarak,
her bir yaşanmışlığın öyküleri eser.
Bir utanç olurum ellerinde;
önüne serilmis çıplak vücudum değil,
hayatın şanslı dudaklarından
üfürdüğü
varlığıma kızarım.
Kartal bir sfenksin bakışında,
tarih sayfalarından biz geçeriz..
Efsanevi Bir Aşkın çizgisi olursun birden..
Mutluluk saçsın isterim tohumların..
En güzel güneşleri sana doğsun Nemrut' un..
Türkülerinde de beni derle! ..
Kulağımda sesin,
diyarında nefesim olsun...
Kayıt Tarihi : 7.2.2009 00:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Semin Yapar](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/02/07/ahh-yuregim-nemrut-a-demir-atar.jpg)
sıcak , aşk ve sevginin mihenk taşları ile örülmüş ve akdenize dökülen dizelerlerin nemrut güneşiyle dans etmesi muhteşem
sevgilerimle
TÜM YORUMLAR (6)