Ah Teknoloji Şiiri - Halis Karadeniz 2

Maziye daldım ama, bin pişman oldum.
Nasıl geçmiş zaman, saçlarımı yoldum.
Yaş yetmişe dayandı, sararıp soldum.
Köyün her köşesine baktım ağladım.

Bizi maziden teknoloji kopardı.
Halbuki o zaman her güzellik vardı.
Komşular birbirini mutlak sorardı.
Şimdiki komşuluğa baktım ağladım.

Karakovanların tahtları yıkıldı.
Kağnı arabaları hepten yakıldı.
Kulağım çıkardığı sese takıldı.
O sesi duyar gibi oldum ağladım.

Teknoloji zehir kattı aşımıza.
Büyük dertler bela etti başımıza.
Sunni yiyecekler doldu kabımıza.
Hastalıklar hastası oldum ağladım.

Bir gubli ile kapımız kilitlenmiş.
Sanki bize karşı, kin ile bilenmiş.
Eski güzelliği var ama kirlenmiş.
Kararmış duvarlara baktım ağladım.

Tandırımız yeraltı fırını gibi,
Yanınca yığınla köz dolar dibi,
Bazıları halasına derdi bibi,
Simsiyah tavana baktım ağladım.

Tandır ekmeği ki, lezzetin deposu,
Sıcakken, peynir, tereyağıdır sosu.
Tandırın etrafında türkü korosu.
Kulkağımda çınlarken baktım ağladım.

Usta elin usta aleti Rapata,
Yorulmaz tandıra lavaş ata ata,
Sevgi ile pişenler küsmez hayata,
Kirli rapataya baktım ağladım.

Fuşgi ve tezektir tandırın yakıtı,
Küfleden hava alır olmaz sıkıntı,
Eski yuvam harabe, hepten yıkıntı,
Dökülmüş sıvalara baktım ağladım.

Tezeğe göre taşkömürüdür kemre,
Harmanlara serilir, düşünce cemre,
Ağustosta bellenir hep kare kare,
Hayali galaklara baktım ağladım.

Soğuk havalarda tandırlıktır yerimiz,
Hepten dile gelirdi türkülerimiz,
Şehirlere benzemez, havası temiz.
Yankı yapan tavana baktım ağladım.

Sonbahar geldi mi, harmanlar dolar,
Yeşillikler kaybolur bir çok şey solar,
Kimi tırpanla, kimi orakla yolar,
Paslanmış tırpanıma baktım ağladım.

Özel ottan Elçekle kemler yapılır,
İp yerine bağlar bununla sıkılır,
Kış için otlar, mereklere tıkılır,
Parçalanmış kemlere baktım ağladım.

Harmanlarda gem ile döner öküzler,
Çocuklar heves eder binmeyi özler,
Çiftçide hasat zamanı güler yüzler,
Telisten çuvallara baktım ağladım.

Gem altında kesgin bıçak gibi taşlar,
Her dönmede sapları kesmeye başlar,
Atalarımızdan kalma bu buluşlar,
Taşları düşmüş geme baktım ağladım.

Hasat sonu taş değirmenler çalışır,
Etrafımızda çılgın kuşlar dolaşır,
İşi biten unları evine taşır,
Harebe değirmene baktım ağladım.

Buğdaylar kaynatılır, yapılır Hedik,
Taslar elde dolaşır, hevesle yerdik,
Kurutulup dübekle bulgur ederdik,
Kazanlara dübeğe baktım ağladım.

Başka bir güzellik ti mısır harmanı,
Sabahlardık ırgatın kaynardı kanı,
Özel atma türküler en güzel yanı,
Mısırın püskülüne baktım ağladım.
29.12.2016
Halis Karadeniz
Almanya

Açıklamalar
Küfle: Tandırın hava deliği
Rapata: Hamur açan ve tandıra yapıştıran alet
Gubli: Asma kilit
Kem : Yumuşak ottan örülen kalın ip
Kemre: Koyun keçi pisliği
Tezek: Büyükbaş hayvanların pisliğinin kurutulmuşu
Gem : Ekinleri samana çeviren altı keskin taşlı alet
Fuşgi: Tezek kırıntıları
Galak: Üstüste yığılan tezekler