Ah Tamara ah
Ne güzellik bu böyle
Gündüzün Güneşi
Gecenin Yıldızı
Seni kıskanır Afrodit
Uğruna ülkeler fethedilen
Dilberler seni kıskanır.
Babil’in asma bahçelerinden
Demet, demet aşk demetlenir
Vaspuragan da yer gök yarılır
Anka kuşu kanadında Eros
Vostan da Tamara
Vostan’lı Tamara
Kızıl andesittir yapının taşı
Rölyefler işlenmiş, kabarmış sanki konuşur
Günde üç renge bürünür o sihirli yapı
Ve keşişin güzel kızı Tamara
Ah Tamara ah
Vostan’ın ceviz ağacı çiçekleri
Ne vardı sanki çobana aşık olmasaydın
Sevmeseydin, sevdaya inat
Risus fet etmeseydi yüreği
Dinler mi ki gönül
Ah Tamara ah
Gün bir başka döner buralarda
Gurubun seyri, ömre bedel güzellikte
Kararınca gök kubbe
Yanar adanın ucunda fener
Beyaz yelesinde deli tayların
Eros çağırır
Dinler mi yürek, gitmek gerek
Çağıran aşktır, sevdadır, sevgilidir
Binlerce kulaç, yâre ulaşma yoludur
Ah Tamara ah
Acı badem ağaçları altında, adada aşk çağlar
Erir Süphan da karlar
Mehtabın raksıdır Ayı kıskandıran
Dalgaların sahili yalayan seremonisi
Tanısı yoktur duygu derinliğinde sevda
Tan ağarana kadar potasında yoğrulur
Bendis seyrindedir âlemin, ışıyarak
Ah Tamara ah
Kulaçlar çoban, gitmeden dönme hayali ile
Gün başka doğar buralarda
Doğan Tamara dır çobanın gözünde
Her namesinde kavalın, her ezgisinde
Tamara çalar, Tamara söyler, Tamara dinler
Ah Tamara ah
Akar zaman
Duyulur bu sevda baba tarafından
Çobana kızgın, bu işe karşı
Kollar kinini kusacak zamanı
Nemesis tir artık hükümran
Fraude çağrılır ateşini yakarak
O gece Bendis’i kovarlar oradan
Zemheriye kesilir zaman
Yarılmıştır gece yer gök
Troyanın ruhu hakim dir artık
En hırcın fırtınası ile gelir Fornaks
Keşiş kapıp da feneri, çıkar kayalıklara
İşaret ulaşmıştır çobana
Yarılsa da yer gök
Kudursa da dalgalar
Aşk çağırıyor, gitmemek olmaz ki
Vurur kendini, dalgalara
Fornaks hiddetinin zirvesindedir
Kulaçladıkça kulaçlar çoban
Keşiş fener ile adanın bir ucundan
Diğer ucuna, Fraude hille zamanı
Takati tükenmekte, ancak çağırır aşk
Kulaçlar zayıftır, derman biter
Tehanatos görünür, çağırır, kucaklar
Kızıl andesit taşlarında
Son bir nefes çığlık olur yankılanır
Ah Tamara
Bu ses duyulur adadan
Tamara fırlar dışarı
Babasını fenerle görünce anlar
Anlar sevdiğinin öldüğünü
Koşarak çıkar kayalıklara
Tahanatos onu da çağırır
Ve kendini azgın sulara bırakır
Sevdalıları Amphitrite karşılar
Semele’nin kollarındadırlar artık
Orada buluşurlar
Ah Tamara o günden sonra
Adaya isim olur, sevdaları söylenir dillerde
Günümüzde AKDAMAR olarak anılır
Ve halen anlatılır sevdaları
Kızıl andesit taşları, bazı geceler haykırır o ismi
Ah Tamara
23 / NİSAN /12
Vaspuragan - O bölge krallığının adı
Vostan - Gevaş ilçesinin adı
Risus - Neşe tanrısı (Yun. Mitolojisi)
Eros - Aşk tanrısı
Bendis - Ay tanrıçası
Nemesis - İntikam tanrısı
Fraude - Hille tanrıçası
Fornaks - Fırtına tanrısı
Amphitrite - Deniz dibi tanrıçası
Thanatos - Ölüm tanrısı
Kayıt Tarihi : 24.4.2012 02:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
AKDAMAR: Van ilinin Gevaş ilçesinde van gölü içindeki adanın adıdır. Yüz ölçümü 70,000 metre karedir. Toplam kıyı uzunlugu 3 km yi bulmaktadır. En yüksek noktası göl seviyesinden 80 m dir. Anlatılan efsane Adada yaşayan ermeni baş keşişinin kızı ile karşı sahildeki köylerden birinde yaşayan ve çobanlık yapan bir gencin aşk hikayesidir.....
![Bülent Baysal](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/04/24/ah-tamara-van-akdamar.jpg)
Van İlimiz böyle değerli nimetlerle dolu dolu şehrimiz.Sahip çıkanlara ne mutlu!Şiire verdiğiniz destansı değer gayet güzel.Şairin gönlünü şiirdir kuşatan.Çok hoş bi r anlatımdı ellerinize ve yüreğinize sağlık.tam puan +ant. Kutluyorum. Selam olsun. 8.5.2013 Ankara
TÜM YORUMLAR (40)