Tam yirmi-üç sene geçmiş aradan,
Yine on-ikiye geldi şu EYLÜL.
Böyle yazmış yazımızı yaradan,
İçime kor gibi daldı şu EYLÜL.
Çıkmadın aklımdan ben her anımı
Seninle yaşadım emdin kanımı.
Beni geç sen beni, kaç fidanımı
O kara toprağa aldı şu EYLÜL.
Boş yere zulmettin BAŞBUĞ TÜRKEŞ’E
Suçsuz suçsuz niye attın ateşe.
Suçlu zevk, sefada; mazlum C-Beş’e
Giderek mutlu mu oldu şu EYLÜL.
Boşa çıktı çakalların çabası,
Bizi tepti solmuş onun tebası.
Zindan ne ki zindan işin cabası
Başımı her taşa çaldı şu EYLÜL.
Kiminin mekanı Mamak’ın taşı,
Kiminin şafakta iptedir başı.
Topladı, götürdü tüm yirmi yaşı,
Kalanı sürgüne saldı şu EYLÜL.
Şehit oldu onlar, onlar ölmezler,
Mustafa’lar, Hüseyin’ler, Cengiz’ler...
Ecel gelmiş gayrı sizi kim gizler?
Bilmem sizi nerden buldu şu EYLÜL?
Para değil; vatan, millet, din derdi
Olanı toplayıp ceryana verdi.
Bize zulüm varken bir çok namerdi,
Bey yapıp yüzüne güldü şu EYLÜL.
Süründüm yıllarca dön bir bak hele,
Dön baksana düşürdüğün şu hale.
Oysa beklediğim o umut ile
Kurtuluşa giden yoldu şu EYLÜL.
Şu yiğitlerim üçer beşer ölmese,
Zalim felek kahpelere gülmese,
Kenan Evren ve tayfası gelmese,
Şekerdi, kaymaktı, baldı şu EYLÜL.
Ünal ağlar amma mutlu çokları,
Seçemedi, karalarla akları.
Yeşerip, gürleşen genç yaprakları,
Dalından koparıp yoldu şu EYLÜL.
13.09.2003 Adıyaman
00:35
Kayıt Tarihi : 17.2.2007 23:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Suçsuz suçsuz niye attın ateşe.
Suçlu zevk, sefada; mazlum C-Beş’e
Giderek mutlu mu oldu şu EYLÜL.
O günleri yaşamamış olsam da sizler gibi abilerimden öğrendikçe, okudukça aslında ne kadar büyük bir davaya gönül verdiğimi anlıyorum. Çok teşkkürler. Yüreğinize sağlık...
TÜM YORUMLAR (1)