Ah İstanbul! ...
Unufak olmuş benliği, süslü rüyalarla ayakta tutan sevgili,
Kız Kulesi’nden süre gelen bir meltemin sabahı
Ve beni benden alıp, kendini bırakan İstanbul...
Beni bilmezsin sen,
Sana sitem edenlerden nasıl uzak durduğumu,
En yalın halimdeyken nasıl seninle dolduğumu,
Ufuklarını kaplayan o grilerle olan husumetimi...
Bilmezsin...
Sana anlatmadım ki,
Mutlu zamanlarımı sadece seninle paylaşıyorum,
Ağladığım zaman, göremeyeceğin, duyamayacağın kadar
Uzaklara gidiyorum.
Anlatmadım ki...
Ah İstanbul! ...
Girdabın koynunda uykuya giren benliği, şafak gülücüklerle karşılayan sevgili.
Bir buğday tanesine kanat çırpan güvercinlerle konuştum,
Eyüp Sultan’ın avlusunda.
Seni anlatıyorlardı,
Cömertliğin dillere destanmış meğer...
Uyuduğun vakit usulca konuştum,
Adalardan öte gelen masmavi saçlarını taradım, rüyalarımda,
Gece bekçisi gibi kolaçan ettim sahillerini,
Sarı ışıklı sokak lambalarının altında şarkılar söyledim,
Sokak kedilerinin eşliğinde...
Hiçbir şeyine kızmadım! ...
Beyoğlu’nun berduşluğuna, Beşiktaş’ın burjuvalığına,
Eminönü’nün çaresizliğine.
Kimseciklere şikayet etmedim seni,
Onlar da bilmediler, en has dertlerimi sana anlattığımı.
Deliye çıktığı zaman ismim, gülümsedim...
Yalın ayak yollarda kalmışlığımda sendendir,
Aşklarımın alıp götürülmüşlüğü de.
Ama kızamamıştım hiçbir zaman, şikayet edememiştim.
Ah İstanbul! ...
Sığınakların dahi üstüne çöktüğü benliği, kimselere yar etmeyen sevgili.
Çimento yığınları altında kalmış ağaçları seninle sevdim,
Asfalta yüreğini döken mendilci çocukları,
Her sabah sokağı arşınlayan çöpçüyü,
İftar çadırı önündeki o uzun kuyruğu,
Her dikene, gül misali bakmayı.
Halbuki sen öğretmiştin bunları bana... haberin yok.
Yağmur şehre bu kadar mı yakışır?
Rüzgarın efilliği bu kadar mı hoştur?
Ah İstanbul! ...
Göz yaşına ayaz değmiş benliği, yaz vakti Boğaz’a salıveren sevgili.
Vakit oluyor ki,
Başım alıp gidesim geliyor, yalnız seni alıp yanıma.
Gelir misin? Bilmem...
Yalnız ağlamaktan sıkıldım senden uzaklardayken.
Sensiz olmaz ki...
Hani o eski sevmişliğim var ya... Uzak bir şehirde olmaz diyorum.
İstanbulsuz bir aşk... aşksız bir İstanbul...
Düşünmek bile istemiyorum...
Yok dediğim zaman, var deyişin beni umutlandırıyor.
Ben eski aşklar yok diyorum, sen hiç dinlemiyorsun...
Bak! Gördün mü en yalın halimle yine karşındayım.
Gözlerim doluyor yine,
Hadi bu sefer beraber ağlayalım,
Yada bırak beni...
Duyamayacağın, göremeyeceğin kadar uzaklara,
...Gidiyorum! ...
Selman Faris KARAKÖSE
(27.04.05-İstanbul)
Kayıt Tarihi : 29.4.2005 01:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Daha kurgulu olabilirdi diye düşünüyorum.
TÜM YORUMLAR (3)