http://nurtenaltinok.azbuz.com
Sen hiç sokak sokak aradın mı bir sesi
İçinde bir yangın; kor alev
İçinde bir ateş; edepsiz
Bilmediğin şehirlerin peşinden koşup
Bilmediğin sevgilere kucak açtın mı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yürekten kutluyorum..Başarıların daim olsun...
Güzel....Duyguların kelimelerle raks edişi gibi adeta....Tebrikler....
bak yine geldi, o ses(sizlik)....
O sese şükrediyorum şimdi.İyiki fısıldamış ve siz de iyiki bu şiiri yazmışsınız..Tebrikler !!
'Günaha sarılıp
Ayıbı örttün mü göz kapaklarında '
Ne güzel bir söyleyiş bu, tebrikler...
Asım Yapıcı
Aaah o ses bambaşkadır..Yüreğim kıpır kıpır olur o sesle..Ellerim kalem tutmaz ayağım kıpırdamaz o ses başımdaki biten oksijeni yerine getirir..Ne diyeyim Sevgili Nurten Hanım bir heyacanı da bu şiirinizle tatdım..Yüreğinize Sağlık..
Ya Rab, O ne sesti..,
Bucak bucak bigam aradım
Kucak dolusu esenlikleri ayaz kesti
Dikenleri gül yapraklarıyla sardım
...
Uyluklarımdan dermanımı kesen nefesi
Hangi gün, kimi zaman şakaklarımdan esti tesellisi
İçinde bin bir yangın, naraları yutmuş alev
Acı sızı ve inlemeler, kömürleşmiş metruk ev
Sev, ateşi kucaklayabilirsen sev.,
Sevdikçe canlansın, canını acıtan dev
Edebi üryan edene dek, şev
İlmeğin girdabında, gamzelere coşup
Yıldırımlarla yarışırcasına, tebessümlere koşup
O bendim şaşkın.,
Derelerin içine sığdıramadığı taşkın.,
Hep kucak açtım, hiç bilmedim
Bilseydim eğer nihayetini.,
Nazarımda beş para etmezdi aşkın.,
Günahlara sarıldıkça
Şadümanlığım yerin dibine..,
Kör düğümüm şimdi, ayıplarıma baktıkça
Tutunup ta aşkı memnunun ipine
Ayılmam mı gerek?
Ellerim açılmadık kapı tokmaklarında
Şehnaz gönlümde, dengi engerek
Yürek, sürgün topraklarında
Ve infiallerimde yine..,
O ses...
Mehmet Sani Özel
21.09.2004
Not: Nurten Altınok Hanımefendinin (Antoloji deki) 'Ah O Ses' isimli şiirinden esinlenerek yazılmıştır! ..
Kendisine saygılar sunarım.,
Okuyani düsündüren güzel bir siir.. Tebrikler sevgili Nurten, sevgilerimle: Samanyolu (Nigar Yildiz)
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta