Ah o gözlerin,
Aldı götürdü beni bilinmez diyarlara. Her gün sahil kıyılarındaki kumsallara vuran dalgalar gibi her geçen gün biraz daha çekiyordun içine ve çektikçe de daha fazla bağlanıyordum sana. Sevmişti bu kalbim ne çare, söz dinlemiyor. Ne kadar sevme, unut onu desem de yinede çıkmaz yollara vardırıyordu bu beklenti. Bende çıkmaz sokak gibiydin ne kadar da çıkacak diye bir umutla beklesem de, yine geçit vermeyen duvarlarla karşılaşıyordum ve kalbime sensizlik duvarı ördün. Bu duvarı yıkmak ise imkansızdı. Beklide ben seni değil de sensizliği sevmiştim. Aşk imkansızı sevmektir demişler. Belki o narin ellerinle sarsaydın bedenimi bitecekti bu aşk. Sadece sevecektim ama bu sevgi aşk olmayacaktı. Seni hayallerimin prensesi ilan edip bir düzmece düzenleyip hayallerimin baş prensesi olarak görüyordum. İmkansızlığın ise hayallerimi güçlendiriyordu ve sana ulaşamamanın vermiş olduğu seni arayış heyecanı sarıyordu ruhumu. Gözlerinin güzelliğini gözümde büyütüyordum galiba, yinede sevmiştim seni. O gözlerinin gözlerime baktığı an bedenimin eriyip bittiği andı. Bakışların taa derinden vurmuştu beni. Hayallerimde de geliyordu aklıma o simsiyah gözlerin ve sen hayallerimde kurduğum bir düzmecenin baş rol oyuncusu olan kişi…
Hayallerimin prensesiydin ve orda kalacaksın…! !
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta