Elin yari türkü yakar, şarkı okur saz ile
Bizimkisi kayıplarda gelir gider naz ile.
Naz çok olursa usanır seven, aşık usanır
Göz görmez, akıl bilmez, kendinden utanır.
El olur sevgililer, sonra zar ile perişan
Düşme sakın ola, gözyaşı yalandır yalan.
Fani dünya eğri büğrü devreder her turun
Kim bilir nasıldır, nasıl geçecek yarın?
Her daim sevilen insaf edip acep anar mı?
Yad olmuş sevgiler, kırıp geçtiğine yanar mı?
Mecnun aşkına gecelerde Leyla’dır gül.
Bülbülü kafeste tutan nar-ı beladır gül.
Bela olsa yollara yine candır baş üstüne,
Hoş gelir, safa gelir kaşı, gözü eladır gül.
Ölüm diye Azrail elinden vuslat şarabı,
İkindiyi takiben bu okunan seladır gül.
Her yaprakta ayrı güzellik, ayrı letafet
Nakş olundu üstüne, yüce mührü iladır gül.
İlahi cemalinden lutfettin ki bir zerre
Ne lale, ne sümbülü hepsinden aladır gül.
Gülfemî anlar mı acep halinden aşk ehlinin
Bülbül sevdasına nice asır müpteladır gül.
Aşkı bilene sor anlamak istersen eğer
Eyledi bülbül bu yolda can u başını heder.
Her ne çekse revadır ona, susmak bilmedi
Nalan gördü lakin gülün yaşını silmedi.
İncitmeyin dalda güzel, dalda kalsın daima
Benzemez ki o tazeye mahlukat içinde sima.
Kokusu bile can verir, can alır bazen
Aşık aşkına yanar, için için erir bazen.
Yar uzaktan gelir eli, yüzü gül, dudağı gül
Kalbi gül, şemali gül, öyle güzel yanağı gül.
04.10.2007-Ovacık
Şair HilaloğluKayıt Tarihi : 6.10.2007 20:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!