Zaman geçiyor
Ama ihanet geçmiyor
Hala namluların ucunda özgürlük
Ve güvercinlerin kanadında barut kokuları
Postalların izleri altında kardelen çiçekleri
Ve seni dinliyorlar hala
Yüreği barışa özlem duyanlar
Sarışın başakların aşk dolu tanelerinde
Sisler içinde kaybolmuş
Cepheye giden trenlere el sallıyorlar
Hasret istasyonlarında
Ah 'Lili Marlene! '
Zaman geçiyor
Miğferlerimizi hala dom dom kurşunları deliyor
Ve barış için edilen yeminler
Sadece ve sadece
Hücum marşlarına eşlik ediyor
Çocuklar hala aç ve çıplak
Bombalar ölüm yüklü
Ve umusuzluk yüklü cepheden gelen asker mektupları
Ve gaziler beyaz meleklerle
Sahra hastanelerinde iskambil oynuyor
Gramofonlarda hala
Senin fısıltıların ağlıyor
Ah! 'Lili Marlene! '
Zaman geçiyor
Şehit mezarlıkları hala ve hergün misafir kabul ediyor
Bayraklarımız hala göğsümüzde gizli
Yakamozları hiç kimse görmüyor
Ekmek kuyrukları ve karneler yok ama
İnsanlar Tanrı’nın bereketini vitrinlerde seyrediyor
Dudak mızıkaları uzayan savaşlarda
Kısacık molalarda ve izli mermilerin fasılalarında
Senin adını terennüm ediyor
Ah! 'Lili Marlene! '
Zaman geçiyor
İliklerime kadar senin özlemlerinle doluyum
Cephelerden sonsuz barış haberleri bekliyorum
Ekmek çantalarında çoban kavurması
Ve ilk yardım paketleri çoktan tükendi
Şimdi artık yanlızca tütün çiğniyorum
Ve kızımın sararmış çocukluk fotoğrafına bakıyorum
Yanlızca bir şişe şarap
Bir kaç gram İstanbul kokan balığı özlüyorum
Söyle çokmu şey istiyoum
Ah! 'Lili Marlene! '
Zaman geçiyor
Kayık kepimin kıvrımlarına
Ve sağ omuzumdaki gül dövmesine
Kırağılar düşüyor
Gözyaşlarımla mendilerim sararmış
Dün fark ettim/artık hiç beyazlamıyor
Marlene Dietrich’li siyah beyaz filmler
Artık hiç zevk vermiyor
Ve Avrasya’nın tam orta yerinde
Dünyanın üçüncü çıkar savaşı
Çaktırmadan usul usul devam ediyor
Bu toprakların saf günahsız çocukları
Senin özlediğin gibi
Sakız beyazı çarşafların serildiği
İçi yün dolu yer yataklarını özlüyor
Ah! 'Lili Marlene! '
Zaman geçiyor
Gökyüzü yine siyah çamurlara gebe gri bulutlarla yüklü
Ve alev makinalarında yanmış ağaçlar
Misket bombalarının çukur açtığı sokaklar
Kepenkleri ebediyen kapanmış dükkanlar
Ve gözleri korkuyla patlak patlak patlak/iri iri açılmış
Bayat hurmaları ağzında geveleyen
Üçüncü kuşak Filistinli çocuklar
Ve göğüslerinde sütleri kuruyan Iraklı analar
Ve avurtları çökmüş bir milyon Mezopotamya çocuğu
Toplu mezarlarda yatıyor
Ah! 'Lili Marelene! '
Zaman geçiyor
Namluların ucundan ölüm püskürüyor
Ateş barut ve kan
Yalnız ve çaresiz insan
Bomba bırakan uçakların ıslıkları
Yeraltı sığınaklarının çaresiz karanlıkları
Ekmek ve karne kuyrukları
Şeker kamışından sarılan tütün
Un yerine patates
Hayl Hitler nutukları
Burası Türkiye
Yıl 1943
Çok yakınımızda zulüm
Sarı saçlarının savaş kokan rüzgarları
Rüyalarımı süslüyor
'Ah! Lili Marlene! '
Zaman geçiyor
Köprüler yıkılıyor
Salgın hastalıklar cepheleri kasıp kavuruyor
Laternalarda Noel şarkıları elem yüklü
Babasız çocukların kirletilmiş anneleri
Bir ırkın hayal kırıklıkları
Mektuplar sahiplerine ulaşmıyor
Ve kadınlar kapıların çalmasından korkuyor
Ve trenler dolu gidip dolu geliyor
Gidenler gelenlerin eksikleri
Uzuvlarını görmüyor
Ve hiç birisi kim için
Kiminle savaştığını bilmiyor
Onlar yirbir yaşından sonrasını
Ve daha sonrasını hiç görmüyor
'Ah! Lili Marlene! '
Zaman geçiyor
Ademin nesli kan akıtmaya devam ediyor
Kayıp kuşaklara yeni kayıp kuşaklar ekleniyor
Şu mavi gezegenin orta yerinde
Paraya hükmedenler zamanada hükmediyor
Çığlık çığlığa karabataklar
Şeytanın zaferini müjdeliyor
Tanrı buna ne diyor
Haçla hilalin savaşı
Bitmiyor...
Bitmiyor işte..
Ah! 'Lili Marlene! '
Kayıt Tarihi : 27.12.2008 14:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
GAZZE, KERBELA OLDU…
Hüseyin’i biliyor musunuz?
Muhammed’in gözünün nuru, Ali’nin can parçası olan Hüseyin’i…
Peki ya siz Hüseyin’i biliyor musunuz ey din baronları, Kuran simsarları, Müslüman kılığına girmiş Mammon’lar…
Sizin Hüseyin’den haberiniz var mı?
Hani o Kerbela’da yalnız bıraktığınız, terk ettiğiniz Hüseyin’den bahsediyorum…
Biz Hüseyin’i Kerbela’da yitirdik. İhanet hançeri göğsümüze saplandı. Gözlerimizden yaş yerine, kan aktı. “Bu şehir dile gelsin” diyordu ya hani ayet..” Bu şehir dile gelsin… Bağrından çıktığın işte şu şehir dile gelsin! ... Babalar, anneler, çocuklar hepsi dile gelsin! ..Biz insana zorluklara karşı dayanma gücü verdik; hiç kuşkusuz.” diyordu. Biz de böyle dayandık ayet ayet…Ve canımızdan çok sevdiğimiz fidanı, Hüseyin’i feda ettikten sonra, ölüm bize tutsak oldu, biz sadece Allah’a kul olduk….Yılanlara, çiyanlara rağmen yürüdük…Yürüdük…Yürüdük…
Ey din baronları, Kuran simsarları, Müslüman kılığına girmiş Mammon’lar…
Oysa siz Hüseyin’le beraber adaleti, onuru da terk ettiniz…Hüseyin’i Kerbela’da nasıl toprağa gömdüyseniz, kendinizi de mahşeri bir karanlık içine gömdünüz.. Düşmüşün elinden tutmadınız… Güçlüklere göğüs gerip, acıları paylaşan Müslümanlar’dan olmadınız..O halde kime iman ettiniz?
Gazze bugün Kerbela oldu…
Ve siz bugün Gazze halkını Hüseyni bir yalnızlık içerisine terk eden din baronları, Kuran simsarları, Müslüman kılığına girmiş Mammonlar…
Söylesenize hadi siz kime iman ettiniz?
Müslüman yurdu önce göz göre işgal edildi, sonra ışıklar söndü ve Filistin kanla yıkanmaya başladı. Kardeşlerimiz senelerdir zalimin pençesinde çırpınıyor. Oysa siz ne yapıyorsunuz ey İslam aleminin Ebu Leheb’leri… Siz ne yapıyorsunuz, haydi söylesenize…
Muhammed’in gözünün nuru, Ali’nin can parçası olan Hüseyin’e de siz kıydınız, Filistin’e de siz.. Hüseyin’i de siz yalnız bıraktınız, Filistin halkını ve Hamas’ı da siz…
Kahrolsun Ebu Leheb iktidarınız; kahrolsun.. Zenginlik ve iktidar sizi kurtaramayacak, biliyorsunuz öyle değil mi?
Kahrolsun sizin iktidarlarınız, sizin Müslümanlığınız kahrolsun…
Hadi çağ dile gelsin ve görün bakın nasıl ziyan olduğunuzu…
Ve görün bakın; biz bu ziyandan iman ederek, iyilik, güzellik ve doğruluk için çalışarak, hak ve adalet için el birlik olarak ve el birlik güçlüklere göğüs gerip, acıları paylaşarak nasıl kurtulacağız.
Alın efsunlarınız, tılsımlarınız sizin olsun…
Hüseyin bizim olsun, Gazze bize kalsın…
Varsın gözlerimizden yaş yerine kan aksın…Varsın zulmün hançerini yiyelim göğsümüze…Varsın ışıklar sönsün, her yer Kerbela olsun..Varsın Gazze Kerbela olsun, içimizde hiç durmaksızın salalar okunsun…
Allah var..Gam yok...
Ey levh-i mahfuzu yazan kalemi yaratmış olan… Ey hakikati hikmet dolu bir kitap şeklinde bize sunarak, Kuran-ı Kerim’le bize kainat kitabının sırlarını açıklayan…Ve ey tüm varlıkların ecellerini tayin ederek, günü geldiğinde son veren, din gününün maliki…Ey Mustazafların Rabbi…Adaletini bilmek ne güzel…Allah’ım
MÜSLÜMANLAR PEYGAMBERİMİZİN MİRASINI HAK ETMİYOR,
MÜSLÜMANLAR KUR'AN-I HAK ETMİYOR
MÜSLÜMANLAR GERÇEKTEN İMAN ETMEMİŞ, ALLAH'TAN BAŞKASINDAN KORKAR, ZALİMLERE KUL KÖLE OLMUŞ SONRA DA CENNET TEN BAHSEDER. CENNET O KADAR UCUZ DEĞİL GERÇEK TEN İMAN ETMEDİKÇE KUR'AN-A LAYIK BİR ÜMMET OLMADIKÇA ZALİME TEK VÜCUT TEK YÜREK KARŞI KOYMADIKÇA GAZZE'YE UZAKTAN BAKTIKÇA HER ZULMÜ HAK EDİYORSUNUZ........
ALLAH'IM MÜSLÜMANLARI AFFET BİZİ BAĞIŞLA YEZİD'İN ZULMÜNDEN BİZİ BAĞIŞLA İSRAİLİN ZULMÜNDEN, MÜSLÜMANLARA HAKİKİ İMAN VER ZALİMLERİ HELAK ET, ŞEHİTLERİN, HZ. HÜSEYİN'İN ŞAHADETİ YÜZÜ SUYU HÜRMETİNE MÜSLÜMANLARI YOLUNDA BİRLEŞTİR ZALİMERİ YARDIMINLA CEHENNEME ÇEVİRDİKLERİ DÜNYADAN GERÇEK CEHENNEME GÖNDEREBİLMEYİ NASİP EYLE....AMİİİİN....
TÜM YORUMLAR (1)