Ona rastlamıştım ders çıkışında
Dadaş diyarının maralı Leyla’m
Görünüşü on dört,on beş yaşında
Sorunca dediler buralı Leyla’m
Selam verdim gülüp,eğdi başını
Kirpikleri kalkıp öptü kaşını
Tebessüm edince gördüm dişini
İnciler dizilmiş sıralı Leyla’m
Naz ile okşardı saçını yeller
Gülünce açardı yanakta güller
Zülfünü toplardı o pamuk eller
İnce parmakları haralı Leyla’m
Buğulu gözleri Dünya’nın malı
Dudağında saklı şah anzer balı
Korkak bir kuş gibi çekingen hali
Gözümün önünde sıralı Leyla’m
Her gün köşe bucak arar,sorardım
Kaçak bakışını hayra yorardım
Gönül perdesinde hayal kurardım
Sevdası sineme vuralı Leyla’m
Sokaklarda aynı yolu seçerdik
Bakışınca kanatlanıp uçardık
Yürekten yüreğe yürür geçerdik
Sevda köprüsünü kuralı Leyla’m
Akşamları yollarımı gözlermiş
Perdenin ardından bakıp,izlermiş
Görmeyince sinirlenip,sızlarmış
Gönlümden gönlüne varalı Leyla’m
Bayram da eline kına yakmıştı
Gerdanına kalpten kolye takmıştı
Kahveyi sunarken candan bakmıştı
Gözüm de sevdayı göreli Leyla’m
Gönül tarlasını ekip, biçmiştik
Beyaz papatyadan fallar açmıştık
Ayrılık yok diye yemin içmiştik
Ta yürekten kavil vereli Leyla’m
Bir şey duydum;canım ayrıldı candan
Bir daha görmedim evlenmiş ondan
Defalarca geçtim her gün ki yoldan
Dediler kocası buralı Leyla’m
Yıllar sonra gördüm eğdi başını
Boynunu bükerek yıktı kaşını
Feleğe ah edip döktü yaşını
Dedim ki; bahtımız karalı Leyla’m
Duvardan sazımı aldım elime
Sevdamı yükledim yanık dilime
Türküler söyledim mahzun halime
DEĞİRMENCİ bağrım yaralı Leyla’m
Yavuz Değirmenci
Kayıt Tarihi : 9.5.2022 00:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!