Kısmet olmadı sende uzun süre yaşamak.
Hiç olmazsa bir kaç gün karşılıklı bakışmak
Eski yeni ne varsa geçmişten bize kalan
0nlarla sarmaş-dolaş şaşırarak yaşamak.
Bilmem anımsar mısın tanıştığımız günü
Surların arkasında göstermiştin yüzünü
Aksaray...Çemberlitaş..Sirkeci..Eminönü
Nasıl da anlamadan çalmıştın gözlerimi
Topkapı Sarayı'ndan sana baktığım o gün
Üç kıtada geziye çıkıvermişti gönlüm.
Camekanın ardında gördüğüm gümüş güğüm
Gönül pınarlarımda halâ dolar İstanbul
Dolmabahçe Sarayı yine öyle mağrur mu?
Atatürk'ün bakışı camlarında durur mu?
Uçuşur mu İstanbul martı kanatlarında?
Kız Kulesi uyur mu yine akşamlarında?
Adalardan gelir mi yine vapur sesleri ?
Bulutları okşar mı cami minareleri?
Yine mahşer gibi mi o güzel caddelerin?
Kaş tane yavru yaptı yem verdiğim güvercin?
Ah İstanbul, İstanbul! Neden bıraktın beni?
Madem az görüşmüştük, niçin bağladın beni?
İnan ki, yeterince solusaydım havanı
0 eski İstanbul'u bulutlara asardım
Riyasız sevgileri surlarına takarak
Şiirden kubbe kubbe Sultanahmet yapardım
Eğer kısmet olsaydı sende uzun yaşamak
En güzel şiirleri senin için yazardım
Yeditepe üstünden sana kanat açarak
Martılarla birlikte ne türküler yakardım
Yakalardım seni ben eski saraylarında
Topkapı, Dolmabahçe...Çırağan ve Yıldız'da
Çeyrek ekmek içinde tüten balık tadında
Maviye bana bana yerdim seni İstanbul!
Eğer nasip olsaydı sende uzun yaşamak
Renkli güvercinlerin kanadında uçardım
Galata Köprüsü'nde, oltaların ucunda
Ah İstanbul! Diyerek, eteğinden tutardım!
Uzanırdım, asırlık çınarların altına
Beyazıt...Sultanahmet. ve Gülhane Parkı'na
0turup Sirkeci'de bir tren vagonuna
Şapkamı çıkarırdım Haliç'in rüzgarı'na
İsterdim, her tan vakti sana yüksekten bakmak
Rumeli Kavağı'nda yeşil bir kavak olmak
Bedenimle, ruhumla içmek bütün kirini
Seni tertemiz yapıp yine sana bırakmak
Sonra serip gönlümü hisarlar arasına
Harcına sevgi katıp, sana bir köprü yapmak
Bağlayıp kıtaları İstanbul sevgisiyle
Eşsiz güzelliğine, mavi sevgiler katmak.
Ah İstanbul, İstanbul! Neden bıraktın beni
Madem az görüşmüştük, niçin bağladın beni!
Diyorlar ki:'...taşına, Acem mülkü feda'"mış.
Gece gündüz, üstünde, cennetin aksi varmış
Köprü altında çocuk, yatakta yatan hasta
Denizde balık bile İstanbul'u yaşarmış
0ltaların ucunda hep oynar dururmuşsun
Dünyanın en önemli yerinde kurulmuşsun
Cennet bağları gibi yaslanıp tepelere
Tüm dertli gönüllere sen deva olurmuşsun.
Seni gören bir gönül artık sensiz olmazmış
Gönül İstanbul kokar, gözler mavi bakarmış
Ruhlara huzur veren nisan yağmuru gibi
Gönül bahçelerine hep İstanbul yağarmış!
Türk'ün eşsiz kültürü seni baştan yaratmış
Taşına toprağına yüreğini bırakmış
Köşe bucak her yere akıtmış ta terini
Bu gök kubbe altında seni İstanbul yapmış
Demek ki, senin için boşa yanmamış gönlüm
Ah İstanbul! Diyerek geçti gitti şu ömrüm
Ben Saros'un bülbülü sen'se dünya'da gülüm
Ömür boyu hep senle olmak istedi gönlüm
Tek taraflı bir aşkın koruyla yanmaktayım
Ah İstanbul! Diyerek, hep seni anmaktayım.
Yeter artık İstanbul, dayanamayacağım.
Gönlümü yakan seni, Saros'a atacağım
Lodos'un kulağına fısıldadım aşkımı
Nisan yağmurlarıyla hep sana yağacağım!
..........................&&&..................
Ali Koç Elegeçmez
Kayıt Tarihi : 22.4.2006 17:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
22.04.2006-Keşan Not: Ümraniye Belediyesi'nin düzenlediği 'İstanbul' konulu şiir yarışması için yazılmıştır.. Not:06.nisan.2019 tarihinde Dersimiz.com. Sitesi'ne kaydedildi .
Tebrik ederim.
Saygılar....
kutlarım sizi
saygılarımla
TÜM YORUMLAR (4)